TENGRİCİLİK İLE DİĞER DİNLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

Merhabalar,
GÖBEKLİ TEPE-13 : TENGRİCİLİK, GÖBEKLİ TEPE-14 ŞAMANİZM, GÖBEKLİ TEPE-15 : ŞAMAN VE ŞAMANLIK, TENGRİCİLİK ŞAMANİZME KARŞI, TÜRK MİTOLOJİSİNDE TENGRİCİLİK, TENGRİCİLİK’İN FELSEFESİ ve TENGRİCİLİK NEDİR, NE DEĞİLDİR?  konulu yazılarımda; insanlık tarihinin ilk tek tanrılı ve de Türklerin gerçek dini olan Gök Tanrı Dini ile ilgili olarak, bugüne kadar oluşturduğum birikimlerime dayanarak kendi görüşlerimi sizlere aktarmaya çalıştım.
Ve bu konuyu, benliğimize yüklenen semitik bağnazlıklardan ve şartlanmalardan kendimizi kurtararak anlamaya çalışmamız gerektiğini ifade edip, bunun kabul edilebilirliğini sizlerin takdirine bıraktım.
Bu yazımda da Tengri Dini ile diğer dinlerin belli konulardaki karşılaştırmasını yaparak başka bir açıdan sizlere görüşlerimi sunmaya gayret edeceğim.
Yazı size biraz uzun gelebilir ancak konuyu bölmek istemedim. Zaten yazımın büyük kısmını oluşturan “karşılaştırma” bölümü kısa cümlelerden oluştuğu için sıkılmadan okuyacağınızı düşünüyorum.

DİNLERİN ORTAYA ÇIKIŞI :
⊕ TENGRİCİLİK konulu yazımda genel olarak dinlerin nasıl ortaya çıktığına dair görüşümü sizlerle paylaşmıştım. Burada ise Tengricilik ve Semitik dinlerin ortaya çıkışını kısaca anlatmak istiyorum.

⊕ 1938 yılında Rus arkeolog, tarihçi ve etnograf Alexey Pavlovich OKLADNIKOV tarafından Semerkant’ın güneyinde Baysun Dağ’ndaki Teşiktaş Mağarası’nda 9 yaşındaki çocuğa ait bir mezar ortaya çıkarılmıştır. Mezarın MÖ 40.000’li yıllara ait olduğu tespit edilmiştir. Mağaranın ağzı ise taşlarla örülmüştür.
* Bu da, Orta Asya insanında din ve belki de ölüm sonrası ruhun diğer aleme gittiği 
inancının ve dolayısı ile Tanrı fikrinin çok çok önceden beri var olduğunu göstermektedir.
Araştırmacılar tarafından Tengri Dini’nin başlangıç tarihi MÖ 30.000’li yıllara kadar götürülebilmektedir.
* Ancak bugün Tengricilik Altaylarda ilk günkü şekli ile sürdüğüne görei, bu konuyu da yaşayanlara ve yaşatanlara sormak gerekir diye düşünüyorum. Altaylı Kam Nadya YUGUŞEVA şöyle demektedir; “Tengricilik’in yaşı ay ile eşittir, güneş ile eşittir, yıldızlarla eşittir.. çünkü Tengri evrendir. Dolayısı ile Tengricilik, evrenin yaratılışı ile başlar“.

* “Tenrigicilik insanlık tarihinin ilk (tek tanrılı) dinidir” derken söylemek istediğimiz budur.   ⊕  Tevrat’ın ise;
* Bazı kaynaklarda MÖ 1400-MS 100 yılları arasında yazıldığı belirtilmektedir.
* Bazı kaynaklara göre vahiyler (emirler) Hz.Musa’ya MÖ 1000 yıllarında tek seferde inmiştir.
* Bazı kaynaklarda ise bir kısım vahiylerin MÖ 950 yıllarında Güney İsrail’de, diğerlerinin ise MÖ 850 yıllarında Kuzey İsrail’de indiği ve bu iki yerde inen vahiylerin MÖ 750 yıllarında birleştirildiği belirtilmektedir.

⊕ İncil ise İsa’nın MS 33 yılında çarmıha gerilmesinden sonra MS 100-200 yılları arasında İsa’nın sözlerinin kitap haline getirilmesi ile oluşmuştur.
* Zaten Hristiyanlık aslında bir din de değildir. Çünkü İsa’ya vahiy yolu ile Yaradan’dan gelen mesajlar yoktur.
⊕ 
Tevrat’a “Eski Ahit”, İncil’e ise “Yeni Ahit” adı verilir. Yani ikisinin bir bütün oluşturduğuna inanılır.
* Tanrı Tevrat’ı (Zebur ile birlikte) Yahudilere göndermiş ve onları üstün insan olarak tanımlayarak kendilerine toprak vermiştir. Ancak bir süre sonra insanlar Tanrı’nın yolundan çıkmış, Tanrı buna çok kızmış ve Yahudileri cezalandırarak Filistin’den Babil’e sürmüştür.
* Daha sonra Yahudilerin pişman olduklarını dile getirmeleri üzerine Tanrı, Yahudilere kendisine iman etmeleri halinde bir şans daha vereceğini ve vaat edilmiş topraklara dönmelerini sağlayacağını bildirmesi için “mesih” İsa’yı göndermiştir. İncil’in kelime anlamı “müjde”dir.
* Eski Ahit İbranice ve Aramca yazılmış 39 kitaptan, Yeni Ahit ise Grekçe yazılmış 27 kitaptan oluşur. MS 300 yıllarında iki kitap birleştirilerek “Kitab-ı Mukaddes” adını almıştır.
* Ancak herkes, İsa’nın sözlerini çarpıtarak ve değiştirerek kendisine göre bir İncil yazdığı için yüzlerce kitap türemiştir.
* Bunun üzerine MS 325 yılında (Hristiyanlığın 325’inci yılında) İznik/Bursa’da, bugün İznik Gölü’nün suları altında yatan bir sarayda 381 piskoposun katılımı ile toplanan İznik Konsili’nde İncil sayısı dörde indirilmiş ve bu dört kitabın İsa’nın sözlerini doğru olarak aktardığına karar verilmiştir.
Ancak bugün Batılı bilim ve din adamları arasında İsa’nın yaşayıp yaşamadığına dair ciddi tartışmalar yaşanmaktadır.
* İsa gerçekten var olmuşsa, Anadolu’da yaşamış olması gerekir. Çünkü dünyanın ilk Hristiyan kiliseleri Ürgüp’tedir ve İsa’nın annesi Meryem’in mezarı Selçuk’tadır. Bunlar tesadüf olmasa gerektir.
⊕ Ayrıca İsa’nın “kutsal ruh” ve Meryem’in “parlak, zeki” anlamına gelen adları da Etrüskçedir. Hristiyan anlamına gelen “Christian” kelimesi de Etrüskçe “üzülen” anlamına gelen “crisitas” sözünden gelmektedir.
*
Buradaki “üzülme” ise, İsa’nın dörtmıha gerilmiş olması ve Hristiyanların 300 yıl boyunca Roma Devleti tarafından baskı altında tutularak katledilmiş olmalarından gelmektedir.
⊕ Kur’an-ı Kerim ise (anlamı “okunan şey”dir) MS 610 yılından itibaren, öldüğü tarih olan MS 632 yılında kadar 22 yıl süresince Hz.Muhammed’e gönderilen vahiylerden oluşmaktadır.
* Kendisine gönderilen vahiyleri Hz.Muhammed ezberlemiş, müteakiben “Vahiy Katipleri”ne aktarmış, katiplerden yazmasını bilenler bunları kemik, tahta, papirüs, deri ve kiremit inceliğindeki pişirilmiş tuğla gibi şeylerin üzerine yazmış, yazma bilmeyenler ise ezberlemiştir.
* MS 633 yılında yapılan Yemame Savaşında bu katiplerden 70 kadarının ölmesi üzerine, Hz.Ömer tarafından bir komisyon oluşturulmuş ve yazlı metinler incelenerek kitap haline getirilmiştir.
⊕ Şimdi de Tengricilik ile (çıkış sıralarına göre) Semavi dinleri, bazı kavramları esas alarak bire bir karşılaştırmaya çalışalım.

TENGRİCİLİK (T) VE MUSEVİLİK (M) :
Tanrı :
T : Çokluğun arkasındaki tekliktir ve gücünü doğa ile paylaşır. Sonsuzdur. Tüm evrenin yaratıcısıdır ve ona denktir.
M : Yaratan Yehova tektir ve her şeyin yaratıcısıdır. Bedeni ve eşi benzeri yoktur.
Peygamber :
T : Peygamber yoktur. Musa eğer yaşamışsa sade bir vatandaştır ve sadece Yahudilerin tarihi bir şahsiyetidir.
M : Peygamberler Tanrı tarafından seçilmişlerdir ve tüm sözleri doğrudur. Musa peygamber peygamberlerin en büyüğüdür.
Kutsal Kitap :
T : Tengri kitap yazmaz, yazdırmaz, kimseye kitap göndermez. Kutsal kitaplara iman ve itibar edilmez.
M : Tevrat Sina Dağı’nda Musa’ya verilenlerle aynıdır. Tevrat asla değişmemiştir ve de değiştirilemez.
Ödül ve ceza :
T : Ödül ve ceza kişiye doğa ve toplum tarafından verilir. Tengri dünya işleri ile uğraşmaz
M : Yaradan ödüllendirir ve cezalandırır.
Kıyamet Günü :
T : Böyle bir inanış yoktur.
M : Kıyamet günü Tanrı ölüleri diriltecektir.
TENGRİCİLİK (T) VE HRİSTİYANLIK (H) :
Kutsal Doğum :
T : Tengri’nin bir kadını dölleyip ondan çocuk sahibi olması gibi bir durum söz konusu değildir. Tengri özel olarak bir kişiyi “kut”lu kılmaz. Herkes Tengri’nin bir parçasıdır.
H : Teslis (üçlü inanç ; Tanrı-İsa-Kutsal Ruh veya Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesi) vardır. Bu inanç akıl yolu ile kolay anlaşılamaz. İsa Tanrı’nın oğludur ve kutsaldır.
Mukaddes Kitap :
T : Tengri kitap yazmaz, yazdırmaz, kimseye kitap göndermez. Bütün insanlığa mal edilecek bir sevap veya günah anlayışı yoktur. Atalar “iyi” oldukları ölçüde saygı görür. Adem ve Havva inancı yoktur.
H : Kutsal kitaplar Eski ve Yeni Ahit’in Tanrı Yehova tarafından vahiy edildiğine inanılır. İnsan doğuştan günahkardır. Adem ile Havva’nın günahı doğurdukları çocuklar vasıtası ile tüm insanlığa bulaşmıştır.
İbadethane ve Din Adamları :
T : İbadethane yoktur. Bütün doğa Tanrı’nın evidir ve ibadete açıktır. İnsan ne zaman ve nasıl isterse o şekilde dua eder. Bir kalıp veya belirlenmiş dua yoktur. Herkes doğaya ve Tenrgi’nin varlıklarına istediği şekilde şükranlarını sunar.
H : Kilise ve Ruhban sınıfı diğer insanlar üzerindedir ve etkindir. Din hakkında kilise karara veriri ve insanlara ne yapacaklarını bildirir. Herkes düzenli olarak kiliseye gitmelidir.
Genç nüfusu kiliselere çekmek için müzik (org) konmuştur. Bu da Tengri Dini’ndeki Kamlık ritüellerindeki def çalmaktan yani düzenli bir ritm ile meditasyon yaratmaktan gelmektedir. Org aletinin ilahi bir sesinin var olduğu ve kişileri etkileyebileceği düşünülmüştür.
Ahiret :
T : Ahiret (cennet cehennem) inancı yoktur. Yargılama yoktur. İyilik ve kötülük dünyaya aittir.
H : Ölüler Ahiret günü dirilecek ve Yehova tarafından yargılanacaktır.
Tebliğcilik :
T : Tengricilik Türklere ait ulusal/milli bir inançtır. Tebliğci değildir, yayılmaya çalışmaz, kendisinin diğer dinlerden üstün olduğunu iddia etmez. İnsanlar Tanrısal güce inanmakla birlikte kendi seçimlerini kendileri yaparlar.
H : Dünyanın her yanına misyonerler gönderir ve Hristiyanlığı yaymaya çalışır. İncil’e göre insanlar bir “hiç”tir ve kendi iradeleri ile hareket edemezler. Gerekirse Hristiyanlığı yayma yolunda inançsızları öldürmek Tanrı’ya hizmet etmektir.
TENGRİCİLİK (T) VE İSLAM (İ) :
Tanrı :
T : Çokluğun arkasındaki tekliktir ve gücünü doğa ile paylaşır. Sonsuzdur. Tüm evrenin yaratıcısıdır ve ona denktir.
İ : Allah birdir. Doğmamıştır, doğurulmamıştır. O’na denk yoktur.
Yargılama :
T : Tengri yargılamaz. O’na kulluk edilmez.
İ : Allah mutlak yargılayıcıdır. O’na kulluk edilir. Dilediğini cennete veya cehenneme gönderir.
Kutsal Kitap :
T : Kutsal kitap yoktur. İnsan her şeyi doğadan öğrenir. Doğanın dili ortaktır.
İ : Allah’ın yolladığı dört kitap vardır. Bu kitaplar gönderildiği toplumun dili ile aynıdır (hepsi de Arap toplumlarına gönderilmiştir. Onun için dilleri benzer veya aynıdır. Neden örneğin Finlandiya’ya gönderilen bir peygamber ve kitap yoktur?)
İyeler :
T : İyeler Tengri’nin yarattığı varlıklardır.
İ : Melekler ve ruhlar Allah’ın yarattığı varlıklardır.
Peygamber ve günlük hayat:
T : Tengri günlük hayata müdahale etmez, toplumsal yaşamı düzenlemez. Bu toplumun görevidir. Tengri ile insan arasında başka hiçbir varlık yoktur.
İ : Allah peygamberler aracılığı ile insanlarla konuşur ve günlük toplumsal yaşamı düzenlemek için çeşitli şekillerde (şeriata uygun olarak) müdahale eder.
İnsan :
T : İnsan Tengri’nin (enerjisel) evladıdır. Kendisine verilen akıl yolu ile yaşamını, yaşam (kader) çizgisini çizme ve seçme hakkına sahiptir.
İ : İnsan Allah’ın kuludur. İnsanın kaderini Allah yazar, dilediğini rızklandırır, dilediğini yoldan saptırır. Mutlak irade Allah’ındır.
Bu konuda bir anımı paylaşmadan geçemeyeceğim.
Kızım, ben Hozat/Tunceli’de görev yaptığım ve kendisi de ilkokul 5’inci sınıfta iken bir gün telefon konuşmamız da şunu sordu : Baba kader nedir?
Ben de cevap olarak “Kader, insanların, Allah’ın kendilerine verdiği akıl ve vicdanı kullanarak aldığı kararlar sonrasında vardıkları sonuçtur. Çünkü her zaman, hatta her gün birçok konuda yol ayrımına geliriz ve nereye gideceğimize kendimiz karar veririz. İşte bu kararlarımız sonucu gittiğimiz yer bizim kaderimizdir “dedim. Aldığı cevaptan mutlu olmuştu.
Birkaç gün sonra tekrar konuştuk ama bu sefer ağlıyordu. Din Bilgisi sınavında “Kader nedir?” diye soru çıkmış, Kızım benim anlattığım gibi yazmış ve zayıf not almış. Öğretmeni İlahiyat Fakültesi mezunu bir bayan ve subay eşi.. Demiş ki “Kader dediğimiz şeyi Allah yazar, o ne isterse, alnımıza ne yazmışsa biz onu yaparız
Kızıma şunu dedim “Eğer Öğretmeninin dediği doğru ise, adam öldürenleri neden cinayet suçu ile hapse atıyoruz? Onların da kaderini Allah yazmış ise, adam öldürmeleri daha önceden belirlenmişse ve Allah’ın istediği şeyi yapmışlar ise bunun bir suç olmaması gerekir değil mi?” Gülmelerini ve sesinin tekrar cıvıldamasını hala unutamam 🙂
Daha sonra izine gittiğimde Veli Toplantısı’nda kendisini “öğretmen” sanan o kişi ile konuyu “gerektiği gibi” konuştum.. Tengri’nin istediği gibi, doğaya karşı sorumluluk duygumu üstlenerek.
Tebliğcilik :
T : Tengricilik Türklere ait ulusal/milli bir inançtır. Tebliğci değildir, yayılmaya çalışmaz, kendisinin diğer dinlerden üstün olduğunu iddia etmez. İnsanlar Tanrısal güce inanmakla birlikte kendi seçimlerini kendileri yaparlar.
H :İslamiyeti yaymak her müslümanın görevidir. İnanlar bu yolda “inançsızları” öldürmekten sakınmazlar. Bunu da Allah’a hizmet etmek olarak görürler. Türkler, Araplar tarafından “İslamiyet adına” kılıçtan geçirilerek müslüman olmaya zorlanmışlardır. 

Ölüler :
T : Ölen kişinin iyilikleri de kötülükleri de dünyada kalır. Ödül veya ceza yoktur. Ölen kişi dünyada kalanlar tarafından “iyi” olarak nitelendiriliyorsa evlatları ve sevenleri tarafında saygı ile anılır ve bu etki yedi nesil sürer.
İ : Ölen kişinin iyi mi kötü mü olduğu ahirette değerlendirilir. Bu değerlendirmeye göre cennete mi yoksa cehenneme mi, gideceğine Allah karar verir. Dünyada iken işlediği sevap ve günahların bedeli ahirette sorulacaktır.
TENGRİCİLİK (T) VE BUDİZM (B) :
Tanrı :
T : Çokluğun arkasındaki tekliktir ve gücünü doğa ile paylaşır. Sonsuzdur. Tüm evrenin yaratıcısıdır ve ona denktir.
M : Tanrı kavramı yoktur.
Yaşam :
T : Tengricilik doğal olanı ve doğadan geleni kabul eder. Seks dahil bütün zevkler insan doğasına uygun olarak giderilmelidir. Toylar düzenlenmeli, insanlar eğlenmelidir.
B : Hayat ıstırap ile doludur. Bu ıstıraptan kurtulmak için yaşama hevesinden kurtulmak gerekir. İnsan yaşama hevesinden kurtulunca (Nirvana’ya erince) rahata kavuşur. İhtirası olmayan, dünyevi hazlardan vazgeçen, kutsal istirahate kavuşan insan mutluluğa erişir.
Ahiret :
T : Ahiret inancı yoktur. Yargılama yoktur. İyilik ve kötülük dünyaya aittir.
B : Ahiret, peygamber, kutsal kitap ve Tanrı yoktur.
Ahlak :
T : İnsan her şeyi doğadan öğrenir, doğaya karşı sorumludur ve iyelere saygı göstermelidir. Kişinin davranışlarının doğru veya yanlış olduğuna toplum karar verir.
B : Buda felsefesine göre yaşayan kişi ahlaklı olur.
Yeniden yaratılış :
T : Yeniden yaratılış inancı yoktur.
B : Yeniden yaratılış inancı vardır.
Mistik inançlar :
T : İnsanın düşünüp bulamayacağı veya aydınlatılamayan mistik ögeler bulunmaz. Doğada her şey insan zihninin kavrayacağı şekildedir.
B : Mistik ögeler ağırlıktadır. İnsan, zihninin kavraması zor olan şeyleri sezmelidir.
Öğreti :
T : Herkes Tengri’den öğrenir. Tapınak ve din adamlığı yoktur.
B : Mistik olan bilgiyi öğretmen öğrenciye anlatır ve aktarır. Din adamı ve tapınak, sistemin işleyişi için gereklidir. Mistik bilgilere ulaşmak için çeşitli mental teknikler uygulanır.
SONUÇ :
⊕ Tengricilik,
insanlık tarihinin ilk inanç sistemi olması ile birlikte, Türklerin ilk, tek tanrılı,  benliğine, düşünce sistemine, yaşam tarzına uygun “gerçek” inanç sistemidir.
⊕ Tengricilik;
kendisinden binlerce yıl sonra ortaya çıkan Zerdüştlük, Mani Dini, Animizim gibi dinler ile Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet’i etkilemiş, uygulamalarını bu dinlere aktarmıştır.
⊕ 
Tengricilik’te var olan iyeler bugün Semitik dinlerde şeytan, melek, cin olarak varlıklarını sürdürmektedir.
⊕ Dili Türkçedir, inanışı Türkçedir, duaları Türkçedir, Tanrı’nın ve iyelerin adları Türkçedir, uygulamaları Türk örf ve adetlerinden gelir, Türk’ün “kült”lerini yansıtır, Türk’ün atavatanında doğmuştur, onbinlerce yıldır Türklerledir ve varlığını sürdürmektedir.
⊕ Her “Türk” için; 
Tengri Dini’ni sahiplenmesi, özellikle gençlerimize öğretmesi/aktarması, koruması ve yaşatması bir gerekliliktir !
TENGRİ BİZ MENEN !

“TENGRİCİLİK İLE DİĞER DİNLERİN KARŞILAŞTIRILMASI” üzerine 8 yorum

  1. Okuma alışkanlığı belli bir kesimle sınırlı kalmış olan ülkemizde, bir solukta okunacak güzel bir çalışma olmuş. Emeğine sağlık kardeşim.

    “Dinlerin Ortaya Çıkışı” bölümünde değindiğin, “Orta Asya insanının din ve belki de ahiret inancının (…) çok çok önceden beri var olduğunu göstermektedir” kısmından, ölümden sonra yaşam inancı “yeniden diriliş” var şeklinde algılıyorum.

    Ancak;
    ” Tengricilik ve Hristiyanlık” ve “Tengricilik ve Budizm” karşılaştırmanda;
    “Tengricilik de ahiret inancı ve yeniden yaratılış yoktur” tespitinde ise kesin hüküm bildiriyorsun.

    Öğrenebildiğim kadarıyla “ölüm sonrası hayat” var olarak tanımlanan çalışmalar da mevcut. İncelenen çok sayıda buluntu üzerinden bu kanaat oluşmuş. Ben de “Yeniden Diriliş” inancı olduğunu düşünüyorum.

    Esenlikler dilerim.

    1. Muratcığım ilgin ve katkıların için teşekkür ederim.
      Dinlerin Ortaya Çıkışı” bölümünde belirttiğim ahiret inancından kastım, ölüm sonrasında ruhların gideceği bir yere olan inançtır. Ancak cennet veya cehennem değildir. Kaldı ki, daha önceki yazılarında da gökyüzündeki giriş kapılarından ve ruhların kuşlar ve özellikle akbabalar tarafından taşındığın olan inançtan söz etmiştim. Aynı kelimeye iki farklı anlam yüklemem kafa karıştırıyor olabilir, düzelteceğim.
      Tengricilik’te yeniden yaratılış yoktur yani başka bir bedende veya cisimde yeniden dünyaya gelme inancı yoktur. Ancak ölen ruhların diğer alemde yeniden hayat bulacaklarına inanılır. Sadece Türklerde bulunan kurgan geleneği de bunu gösterir. Türkler atalarını veya ölülerini, diğer tarafta rahat yaşasınlar diye günlük eşyaları, süs eşyaları, atları, arabaları ve hatta hizmetlileri ile birlikte gömmüşlerdir.

  2. Bu yazınız benim ve Tengri inancını araştıranlar için çok faydalı oldu. İnancını sorgulamak her insanın gizliden veya açıkça yaptığı bir durumdur. Din adamları nedense 🙂 buna çok tepkiler. Dini hikayelere bakıyorum, ömrünü ibadet ile geçirmiş bir müslüman, yaptığı bir küçük hata ile ateşlere atılıyor. Diğer bir hikayede ömrünü adam öldürmekle geçirmiş bir haydut sonunda suçlu birini öldürünce cennete gidiyor. Bunların dayatıldığı bir toplumdan bilim adamı değil paranoyak çıkar. Biz Türkler dinini sorgulayanlara hemen tepki gösteriyoruz ( aman ha dinden çıkarsın ) yahu bilmiyorlarki bizim inandığımız İslam ve Allah aslında eski inancımızla yoğrulmuş bir İslam ve Allah inancıdır. Mevlüt ve mezar anlayışının ( türbe ve mezar taşları ) İslam’dan geldiğini sanıyorlar ama anlatamıyoruzki bize hemen gevur yaftasını yapıştırıyorlar. Saygılarımla.

  3. Sevgili Kenan, senin yazılarını okuyuncaya kadar bu konuda çok da bilgim yoktu. Ancak kendi kendime dini çok sorgulardım. Özellikle biz Türklerin eski inanışları (bazıları halen Anadolu’da, özellikle Alevi-Bektaşi inancı icinde yaşanan) bana daha yakın gelirdi.
    Tengricilik hakkında senin yazılarınla bilgi sahibi oldum. Çok teşekkür ediyorum. Emeklerine sağlık.

    1. Sevgili Yusuf,
      Analitik düşünme yeteneğine sahip kişiler olarak bir sorgulama içindeyiz ve “öğrenilmiş çaresizlik”lerimizi kırmak ve özgür irademizle kendi “doğru”muzu bulmak için okuyor, araştırıyor ve inceliyoruz. Bunun sonucunda da kendimizce bir yargıya varıyoruz.
      Yazılarımda da belirttiğim gibi amacım bu yolda okurlara bir pencere açabilmek.. kabul edilip edilmemesini tabiki saygı ile karşılıyorum.
      Göbekli Tepe ile ilgili bir kitap hazırlıyorum. İkinci kitabımı da (biraz daha detay araştırma yaptıktan sonra) Tengricilik konusu oluşturacak diye planlıyorum. O zaman daha fazla bilgi edinebileceğini umuyorum.
      İlgin ve manevi desteğin için teşekkür ederim.

  4. Abi bişey sorucam şimdi cennet ve cehennem yok ve yargılama da yok peki amacımız ne tengricilikte

    1. Merhaba,
      Türklerin kadim inancında, cennet ve cehennem gibi ceza ve ödül kurumları yoktur. Bu nedenle diğer insanlara ve onların haklarına saygı duyarak barış içinde yaşarlar; doğayı korurlar; kendilerini insan yapan ahlak, vicdan, yardımseverlik gibi konulara bağlıdırlar; kendilerine doğa tarafından verilmiş olanları korumaya çalışırlar; vicdanlarına karşı sorumludurlar; sorumluluk anlayışı ile hareket ederek yanlış yapan birisini uyarmak sureti ile onun doğruyu yapmasını sağlarlar.

Yorumlar kapalı.