GÖBEKLİ TEPE-5 : KÜLTÜREL BELLEK

Sevgili okurlar,
Bildiğiniz gibi, Göbekli Tepe ile ilgili olarak bugüne kadar dört yazı yayımladım;

Göbekli Tepe -1 : Homo Sapiens’in Evrimi
Göbekli Tepe – 2 : İnsanlık Tarihini Değiştiren Keşif
Göbekli Tepe – 3 : En Eski ve Gizemli Tapınak
Göbekli Tepe – 4 : Gizemli Tapınağın Şifreleri
Bu yazılarda insanın evrim teorisi kapsamında ortaya çıkışından, insanlık tarihini baştan aşağı değiştirebilecek nitelikte ve gizemdeki Göbekli Tepe arkeolojik keşfi hakkında açıklamalarda bulunmaya çalıştım.
Bu ve bundan sonra yayımlanacak iki yazımda da, ilk dört yazımda yer verdiğim hususların kısa bir değerlendirmesini yapmak ve sizlere bu konuda yeni ufuklar açmak istiyorum.
Buyurun başlayalım 🙂
§ 
Göbekli Tepe’nin birkaç özel binaya sahip, bilinen bir Taş Çağı yerleşimi olmadığı kesindir. Hemen tüm bilim insanları tarafından kabul gören görüşe göre burası bir “kült merkezi”dir.
§ 
Yerleşim yerleri (Çayönü, Nevali Çori, Tell Abr, Mureybet, Jerf el-ahmar, Tell Qaramel vb.) Göbekli Tepe’nin etrafından yaklaşık 200 km²’lik bir alanda inşa edilmiştir.
§ En yakın su kaynağı 4 km., en yakın yerleşim yeri 35 km. uzaklıktaki Nevali Çori’dir.
§
Göbekli Tepe’de çok sayıda kemik bulunmasına rağmen, yeme içmede kullanılan kaplara ait hiçbir parça bulunamamıştır.
§ Bu, insanların burada bir yaşam merkezi kurulmadığını, büyük insan topluluklarının belli bir maksatla (dini ayinler vs.)  bir araya geldiği bir kült merkezi olduğunu göstermektedir.
§ 
Atalarımız burada büyük ihtimalle daha çok dinsel özelliği ön planda olan bir yer inşa etmişlerdir.
§ Göbekli Tepe’de bulunan insanların düşüncelerinde sadece günlük var olma kaygısı olmadığı, tam tersine
oldukça derin mitsel konularla ilgilendikleri kesin gibidir.
§ 
Neolitik ölü kültünde geniş bir yeri olan “güneşe gömme” kültü (ölü bedeni leş yiyici kuşlara sunma ve kalan kemikleri güneşte kireçlenmeye bırakma) burada da sürdürülmüş olabilir.
§ 
Bugüne kadar Göbekli Tepe’de mezar bulunamamıştır.
§ Ancak daha kazıların sadece küçük bir bölümünün tamamlandığı, alt tabanların ve  yaklaşık 20 adet daha dairesel yapının açılmayı beklediğini tutmak gerekir.
§ 
A, B ve D yapılarının “terrazo” adı verilen sönmüş kireçtaşından bir malzeme ile su geçirmez bir tabana sahip olması, C yapısının ise bu tarz bir tabana sahip olmamakla beraber sıvıların akmasını sağlayacak kanal ve deliklerin bulunması, burada “kan akıtma” temelli ayinlerin yapıldığına kanıt olabilir.
§ 
Göbekli Tepe, atalarımızın bileşik yaşamları ve ruh dünyaları ile ilgili bilgiler vermektedir. Düzenlenen törenlerde özel insan veya insan gruplarının ön plana çıktığı genel kabul gören bir teoridir.
§ 
Burası sadece belli bir gruplara dahil kişilerin kullanımında olan bir elit merkez de olabilir. § Çünkü her ne kadar Neolitik çağın bir eşitlik çağı olduğu söylense de, tarihin her çağında insanlar arasında eşitsizlik ve sınıflandırma söz konusu olmuştur.
§ 
İnsanlığın avcı toplayıcı döneminde yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olduğu 12.000 yıl öncesinde bu yapıların nasıl ve ne maksatla tasarlandığı sorusu henüz cevaplanmamıştır.
§ 
Arkeolojik kazılarda elde edilen buluntular gözleme, tanıma, kavrama aşamalarından geçtikten sonra anlamlı hale gelirler.
§ 
Göbekli Tepe’de bugüne kadar yazılı bir belge bulunamamıştır. Bu nedenle figür ve sembollere bakarak sadece bunlardan sonuç çıkartmak çok zordur.
§ Göbekli Tepe’de 
MÖ 10.000 civarlarında Fırat ve Dicle arasındaki geniş alanda bir semboller sisteminin olduğu ve bunların eski dönem insanı tarafından kültürel bellek deposu için araç olarak kullanıldığı kesindir.
§ 
Dikilitaşlar üzerinde bulunan semboller, yapılardaki dikilitaşların konumları, bazı dikilitaşlar üzerinde bulunan deliklerin doğrultuları vb. hususlar, buranın bir gözlemevi veya yapılan ritüellerin kozmik temelleri olduğunu gösteriyor olabilir.
§ 
Göbekli Tepe’nin üç katmandan oluştuğu ve her bir eski katmanın üstünde yer alan yapıların yerine, dairesel yapıdan kare yapıya geçilen ve gittikçe küçülen yapıların inşa edildiği bilinmektedir.
§ Bu da
Göbekli Tepe’nin öneminin zaman içerisinde gittikçe azaldığını gösteriyor olabilir.
§ 
O dönem insanları, MÖ 8.000’ler civarında, henüz ortaya çıkarılamamış bir nedenle bu eski kült yerini terk etmiş ve buradan umudu keserek, yakınlardaki çok şey vadeden yerleşmelere göç etmeden ve çiftçi olarak yaşamaya başlamadan önce, anıtlarını moloz ve taşla doldurarak geçmişlerini gömmüşlerdir.
§ 
Bunun nedeni insanların artık bu merkeze ihtiyaçlarının kalmaması veya inanç modellerinin değişmesi veya kuzeye göç ederken yaptıklarını geride bırakmak istememeleri veya başka bir alanda yeni bir kült merkezi inşa edecek olmaları (henüz bölgenin çoğu kazılmamıştır) veya bambaşka bir neden olabilir.
§ 
Göbekli Tepe insan yapımı bir höyüktür. Höyük içinde şimdiye kadar ortaya çıkarılan yapıların yapımının yaklaşık 1.500 yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.
§ 
Yapılardan birisinin yapım ve kullanım sürecinden sonra gömülmesini müteakip diğer bir yapı inşa edilmiş olabilir.
§ 
Yapılardan her birinde farklı hayvan gruplarına ait kabartma ve yontmaların yoğunlaşmış olması, bu yapılan farklı gruplar tarafından yapılmış olabileceği düşüncesine sürüklemektedir.
§ Buradaki yapılar basit değildir ve sadece küçük bir insan grubu tarafından inşa edilemeyecek kadar büyük ve ağırdırlar.
§ 
Dolayısı ile planlama, güç, beceri ve bir nedenle bir araya gelen insanların gerçekleştirdiği işbirliğini gerektiren kollektif bir toplumsal yapı söz konusudur.
§ 
Büyük bir sembol hazinesi ve yapılardaki görkemin, buna uygun gelişmiş bir toplumsal organizasyon ile mümkün olabileceği açıktır.
§ Bu da bize
iş bölümlü toplumların burada ortaya çıktığını gösteren bir kanıt olabilir.
§ 
Göbekli Tepe inşa projesi ve bununla bağlantılı olan zorunlu inşa lojistiği, bizi, MÖ 10. ve 9. binde, normalde büyük olasılıkla bağımsız hareket eden grupların, yapıların gerçekleştirilmesi için gerekli insan gücünü sağlamak maksadıyla uzlaşarak bir araya geldikleri sonucuna götürmektedir.
§ 
Bu tür birleşmelerin temel başarısı böylesi merkezlerde bir araya gelen gruplarla, var olan ve yeni eklenen bilgi ve pratiğin çoğalması ve yayılmasıdır.
§ 
Burada açıkça görülen, dönemin insanlarının muhtaç oldukları gücü, inandıkları dini bir motivasyon kaynağından almış olabilecekleridir.
§ 
Doğa tarafından zorlanan yeni yaşam stratejileri değil, aksine dini davranış tarzıyla ortaya çıkan toplumsal baskı, açıkça yeni geçim stratejilerinin gelişimine neden olmuş olabilir.
§ 
Bu derin kültür, tarihin derinliklerinde kaybolmamış, aksine sürekli biçimde geleceğe taşınarak günümüz yaşam biçimini, düşünce yapısını ve hayat görüşünü oluşturmuştur.
§ 
Göbekli Tepe’deki şamanizm kökenli kültür, sonraki kendinden sonra ortaya çıkan Babil, Asur ve Sümer uygarlıklarını etkilediği göz önüne alındığında, tarihöncesi kültürler arasında düşünülenden çok daha fazla iletişim olduğunu gösterir.
§ 
Göbekli Tepe’de yer alan dikilitaşlar üzerindeki semboller, Ön-Türklerin kullandığı tamgalar ve Çatalhöyük’te görülen şekiller ile büyük benzerlikler göstermektedir.
Konumuza diğer yazımız ile devam edeceğiz.