NEOLİTİK ÇAĞ, İNSANLIK TARİHİNİN KIRILMA NOKTASI – 1

* Okuduysanız eğer hatırlayacağınız gibi, YAŞAMIN BAŞLANGICINDAN GÖBEKLİ TEPE’YE GİDEN YOL isimli son kitabımda; insan yani homo cinsinin ilk türünün sahip olduğu kültürü belgeleyen taş aletlerin ortaya çıktığı 2,6 milyon yıl öncesinden yani Paleolitik Çağ’dan, Göbekli Tepe’nin inşa edildiği ve varlığını sürdürdüğü Neolitik Çağ’a kadar bir yolculuk yapmış ve bu döneme kısa bir giriş yaparak -kitabımızın konusu gereği- yolculuğumuzu orada tamamlamıştık.
* Doğal olarak Neolitik dönem sadece Göbekli Tepe ile sınırlı bir süreç değildir. Paleolitik dönemde olduğu gibi Neolitikte de çok farklı yerleşimler, kültürler, sanatsal yaratımlar, yaşam biçimleri… söz konusudur.
* Ancak bu dönemi çok özel kılan, hatta onun bir “devrim” olarak ifade edilmesini gerektiren ve de dönemi, insanlık tarihinin dönüm noktası haline getiren değişimler söz konusudur.
* Bunlardan dolayı, bir yerde, YAŞAMIN BAŞLANGICINDAN GÖBEKLİ TEPE’YE GİDEN YOL isimli son kitabımın devamı niteliğinde olmak üzere birkaç yazıda Neolitik Çağ’ı ve onun özel kılan hususları aklımın erdiğince ve dilimin döndüğünce, Anadolu arkeolojisi ağırlıklı olarak, sizlere aktarmak istiyorum.
* Neolitik konusunda kitaplar dolusu bilgi olması ve de halen bilgi üretiminin devam etmesi dolayısı ile doğal olarak sadece birkaç sayfalık bir açıklama ile derinliğine bilgi vermek mümkün değildir. Bu yazıda dönemin özelliklerini özet olarak aktararak zihninizde bir resim çizmenizi sağlamaya çalışacağım.
PALEOLİTİK’TEN NEOLİTİK’E:
* Neolitik döneme geçmeden önce, hafızalarımızı tazelemek maksadıyla ve de kısa bir giriş yapmak anlamında, Paleolitik Çağ’ın başlangıcından itibaren kronolojik bir özet yapmak istiyorum.
* Ancak burada kitaptan farklı olarak yaşamın nasıl başladığı, canlıların ortak ataları, evrim teorisi, insanın evrim sürecinde primatlardan homo cinsine kadar olan süreç, insan türleri, bu türlerin ortaya çıkış süreçleri ve özellikleri gibi konulara girmeyeceğim. Arzu edenler bu bilgilere ilgili yayınlardan ulaşabilirler.

Çağlar:
* İnsanlık tarihinden bahsedebilmek için önce “tarih”i kendi içinde tanımlamak yani onu özelliklerine göre zaman dilimlerine ayırmak ve bu dilimlere de özelliklerine göre bir ad vermek gerekliliği de ortadadır.
* Ancak arkeolojinin kronolojisinin oluşumu, evrim teorisinin gerçek olabileceğinin anlaşılması ile gerçekleşebilmiştir. Kültür tarihi ile bağlantılı olarak arkeoloji dünyasında evrimin bir kavram olarak ortaya çıkış ve kabullenişi, art arda gelen bazı tekil bulgular sayesinde gerçekleşmiştir.
* 1797 yılında İngiltere’de ilk kez tanımlı bir dolgu içinde insan yapımı el baltasına rastlanmış, 1853’te Paris yakınlarındaki Saint Acheul’de (Aşölyen teknolojisi adı verilen) tipolojik el baltaları bulunmuş, 1856’da Almanya’da Neander Vadisi’nde ilk neandertal iskeleti keşfedilmiştir.
Bu gelişmelerin üzerine 1859 yılında Charles DARWIN’in Türlerin Kökeni adlı eseri ile evrim teorisinin ortaya sürmesi, tüm elde edilen veriler ışığında, insanın çok eski dönemlerden itibaren var olduğunun kabulünü sağlamıştır.
1863 yılında İsviçre’nin Neuchâtel kentinde gerçekleştirilen Uluslararası Antropoloji ve Tarihöncesi Arkeoloji Kongresi’nde, tarihöncesi arkeolojisi resmen tanımlanmıştır.
* Bunun devamı olarak da tarihöncesinden başlamak üzere günümüze kadar olan zamanı, alt bölümlemelere ayrılmıştır.
* Bugün için, dünyanın oluşumundan bugüne kadar geçen süreyi sadece tek bir faktörü esas alarak açıklamak mümkün değildir. Çünkü dünyamızın oluşumundan bugüne kadar olan süreç, farklı kriterlere göre farklı kategorilere ayrılmaktadır. Her bir bilimsel disiplin, bu süreyi, kendi incelediği alanın özelliklerine göre farklı bölümlemelere ayırmaktadır. Bu ayrımlara esas teşkil eden olaylar; arkeolojik verilere göre yapılan tarihlemeler, jeolojik değişimler, iklimsel değişiklikler, uygarlıkların ortaya çıkışı, yazının bulunması, taş alet teknolojileri gibi dönüm noktalarıdır.

* Örneğin Robert J. BRAIDWOOD ise 1946 yılında yeni bir kurgu önererek çağları;
– Gezginci Avcılık Devri (Eski Taş Çağı; Paleolitik)
– Uzman Avcılık ve Balıkçılık Devri (Orta Taş Çağı; Mezolitik),
– İlk Çiftçi Köyler Devri (Yeni Taş Çağı; Neolitik),
– Gelişkin Köyler Devri (Bakır-Taş Çağı; Kalkolitik),
– Kentleşme Devri (İlk Tunç Çağı),
– Devlet Oluşumu Devri (Orta ve Son Tunç Çağı)
– İmparatorluklar Devri (Demir Çağı) şeklinde ayırmıştır.
* Konumuzu desteklemesi açısından çağları, genel kabul gören ayrıma uygun şekilde, insanın varlığını ortaya koyan taş aletlere ve insanın içinde yaşadığı jeolojik koşullara göre yapılmış olan ayrımlar şeklinde ele almanın doğru olacağını düşünüyorum.

                                                            Tarihöncesi ve tarih çağları ile bölümlemeleri
*
İlgi alanımıza giren bölümün Taş Çağları olduğunu ve bunun da kendi içinde üçe ayrıldığını söyleyerek açıklamalarımıza geçelim.

Paleolitik Çağ:
* Eski Taş Çağı veya Kaba Taş Devri veya Yontma Taş Devri olarak da bilinir.
* Kuzey Afrika ve Avrasya’da Neolitik dönem öncesi taş alet kültürlerini kapsayan dönemdir ve üç alt bölüme ayrılır. Bu dönemler kültürel evrime göre tanımlanmışlardır ve dönemler arasındaki sınırlar Avrasya’da nispeten belirgin iken, Afrika’da daha sürekli bir gelişim nedeniyle çok net değildir. Dolayısı ile dönemler taş alet teknolojilerinin görülme zamanlarına göre ayrıma uğradığından, bölgeler arasında farklılık gösterebilir.
* Başlangıç noktası Doğu Afrika’da Etiyopya’da Gona mevkiinde bulunan ve ilk insan türü olan Homo habilis tarafından yapıldığına inanılan en eski taş aletin tarihlendirildiği zaman olarak alındığında, Paleolitik Çağ 2,6 milyon yıl önce başlar ve günümüzden 14.000 yıl öncesine kadar devam eder. Buna göre;
– Alt Paleolitik Çağ : Yaklaşık 2.600.000-200.000 yıl öncesini kapsar.
– Orta Paleolitik Çağ : 200.000-40.000 yıl önceleri arasında kalan zamandır.
– Üst Paleolitik Çağ : MÖ 40.000-12.000 yıl arasında kalan dönemdir.
* Bu ayrımı insan türleri ile özdeşleştirecek olursak; Alt Paleolitik Homo habilis ve Homo erectus’un, Orta Paleolitik Neandertaller ile Denisovalılar (Altaylılar)’ın ve Üst Paleolitik ise Homo sapiens’in çağıdır.
* Burada şunu da vurgulamak gerekir ki diğer bilim dallarında olduğu gibi arkeoloji de geçmişi değerlendirirken bunu yapay bölümlere ayırarak yapmak zorundadır. Doğal olarak, ilk insan Afrika’da ortaya çıktığında dünyanın başka hiçbir yerinde insan yoktur, insanın diğer bölgelere gidişi yaklaşık bir milyon yıl sonra söz konusu olacaktır. Yani verdiğim tarihler ve bölümler dünyanın tamamı için geçerli değildir ve arkeolojide karşımıza çıkacak tüm zamanlamalar ve tanımlamalar için bu geçerlidir. Ancak bu konuda genel kabul gören ölçüt, sonraki dönemlerin oluşumunu hazırlayan “çekirdek bölge”nin neresi olduğu yani gelişimin tetiklendiği yer ve zamandır.
Epipaleolitik Çağ:
* Bilim insanları Paleolitik Çağ ile Neolitik Çağ arasında bir zaman dilimini de tanımlamak zorunda kalmışlar ve buna Epipaleolitik veya Mezolitik Çağ adını vermişlerdir. Epipaleolitik terimini “Paleolitik bitimi” veya “Paleolitik sonu” olarak ifade edebiliriz.
* Genel kabule göre “Ara Taş Çağı” olarak da adlandırılan bu dönem, MÖ 12.000-10.000 arasına denk gelen zaman dilimidir. Bazı bilim insanları bu zaman dilimini Neolitik Çağ’a dahil ederek çağları, Paleolitik ve Neolitik olarak iki dönem halinde inceleme eğilimindedirler.
* Prof. Dr. Metin KARTAL, Epipaleolitik ve Mezolitik terimin özdeş olarak kullanılmasına itiraz eder. Ona göre Mezolitik terimi Avrupa’da erken Holosen’deki ılıman iklim kuşakları için kullanılırken Epipaleolitik, Güneybatı Asya’da buzul çağı adaptasyonudur.
* Neolitik dönemin daha iyi anlaşılabilmesi için, çağların kronolojisini verdikten sonra, insanın ortaya çıkışından Neolitik döneme kadar geçen sürede; aletler ve teknolojileri, yaşam biçimleri, sanat, ölü gömme uygulamaları, mimari gibi birçok konuya değinmek gereklidir. Ancak bu, konuyu fazla uzatacak ve belki de esas gayeden uzaklaşmamıza neden olacaktır.
* Bu nedenle (yine) bu konuda bilgi edinmek isteyenleri YAŞAMIN BAŞLANGICINDAN GÖBEKLİ TEPE’YE GİDEN YOL’a yönlendirerek gelecek yazımızda Neolitik Çağ’a giriş yapalım diyorum.
Sevgiyle kalın.