GÖBEKLİ TEPE’YE GİDEN YOL-14: BEYNİMİZİN GELİŞİMİ III

Merhabalar
Beynimizin Gelişimi konulu bölümümüzün ilk kısmında beynimizin yapısı ve gelişimi ile büyümesinin nedenlerini ele almış, ikinci kmısımda ise beynimizin fiziksel gelişimi konusuna değinmiştim.
Bölümün son kısmı olan bu yazımda da homo sapiens‘e özgü olduğu düşünülen “akıl sıçraması” adını da verdiğimiz “bilişsel devrim”in ne olduğunu açıklamaya çalışacağım.
Homo sapiens:

Erken homo sapiens’in Papua Yeni Gine ile Tamanya’ya karadan bağlı olan Avustralya’ya ulaşmak için 65 km.lik açık okyanusu geçmesi gerekmiştir. Bu da erken dönem homo sapiens’in planlama becerisinin bir göstergesidir.
Fas ve Cezayir’de bulunan ve deniz kabuklarından yapılmış 100-115.000 yıl öncesine tarihlenen süs eşyalarının, evrim geçiren homo sapiens’e ait modanın ilk kanıtı olabileceğini savunan bilim insanları mevcuttur.
İşte bu süslenme (ve belki de beraberinde giyim) tarzının temelinde “bir homo sapiens’in, başka bir homo sapiens’in kendisi hakkında ne düşündüğünü düşünmesi” yatar. Buna “içebakışçı benlik” adı verilir.
* Dil’in de içebakışçı benlik ile geliş olması muhtemel görülmektedir. Çünkü bu iki özellik için, beynin aynı bölgelerinin kullanılması söz konusudur. İçebakışçı bir benliğin edinilmesi, dil gelişimine müthiş bir ivme kazandırmıştır.
Erken dönem homo sapiens, konuşacak çok şeyi olan ilk hominindir. İçebakışçı belleğin kazanılması ile artık sadece bilmek değil, aynı zamanda kendini bilmek; sadece bilmek değil aynı zamanda bildiğini bilmek söz konusu olmuştur.

Erken homo sapienstanrılarla iletişime girmeyi sağlayan bilişsel beceriyi de kazanmıştır. Ancak bu dönemde dini anlamları olabilecek hiçbir sembol heykel veya başka bir eser bulunamamıştır.
Bazı bilim insanlarına göre;
Homo sapiens grupları yaklaşık 100.000 yıl önce Doğu Akdeniz’e göç etmiş ve burada neandertaller ile karşılaşmış,
– Ancak neandertallerin bölgeye hâkim olması veya iklim değişikliği veya yabancısı oldukları hastalıklar vb. gibi ancak bugün için henüz ispatlanamamış bir nedenle homo sapiens insanları, neandertal üstünlüğünü kabul ederek Afrika’ya geri çekilmişlerdir.
Bu bilim insanlarına göre, neandertallere yenillip 70.000 yıl önce Afrika’ya geri dönen ve günümüzden yaklaşık 40.000 yıl önce yeniden ve aynı yolla dünyaya yayılan homo sapiens, bu arada kalan sürede büyük bir gelişim göstermiştir.
Bu değişim nedir?
İlk ortaya çıktıklarında homo sapiens’lerin beyin yapıları bizimkinden farklı ve sınırlıdır.
*  Homo sapiens 70.000 yıl öncesinden başlayarak farklı ve özel işler yapmaya başlamış ve (kimi bilim insanlarına göre 60.000 kimilerine göre ise 40.000 yıl önce) Afrika’dan ikinci kez çıkmıştır. Ve daha önce yenildikleri neandertalleri sadece Ortadoğu’dan değil tüm yeryüzünden silmişlerdir (bu “silme” olayı bazı bilim insanlarına göre asimilasyon şeklinde gerçekleşmiştir).

İşte bu bilinmeyen evrimsel sürece yani ilk ve ikinci Afrika’dan çıkış arasında kalan yaklaşık 30.000 yıllık sürece bilim insanları tarafından “Bilişsel Sıçrama Dönemi veya Bilişsel Devrim” adı verilir ve bu süreçte yaşanan gelişim “Akıl Sıçraması” olarak tanımlanır.
*  Bu dönemde homo sapiens beyin gelişimini tamamlamış ve “düşünebilme”nin yanında en büyük özelliği olan “konuşma yetisi”ni kazanmıştır. Homo sapiens’e dünya hakimiyetini getiren özellik de budur.
Soldan sağa: homo erectus, homo heidelbergensis, homo neanderthalensis ve homo sapiens kafatasları.
Bu konuda en çok kabul gören teoriye göre genetik mutasyonlar sapiens beyninin iç yapısını değiştirmiş ve daha önceki dönemlerden çok farklı olarak düşünmelerini ve yeni dilleri ile iletişim kurabilmelerini sağlamıştır.
Bu döneme tarihlenen gelişmeler; olta ile balık yakalanması, kemikler üzerine çizilen çizgilerle bellek kullanımı, gelişmiş süsleme yöntemleri, iç yağı ile doldurulan kandil, ok ve yayın yaygın olarak kullanılmasıdır.
*  Süsleme tekniklerinin gelişmesi ve süs eşyalarının yaygınlaşması ticaret ağlarının geliştiği anlamında da değerlendirilebilir.

Modern homo sapiens, “geleceği planlamak için geçmişte edinilen bilgi ve tecrübelerden faydalanmak” olarak açıklanabilecek “otobiyografik bellek”i geliştirmiştir.
ÖZET OLARAK:
Bence bu konu kapsamında insanın, fiziksel gelişimden çok bilişsel gelişimi önemlidir. Bütün bilişsel beceriler, tüm hominin evriminin bir parçası olarak evrilmiştir ve muhtemelen evrilmeye devam etmektedir.
İnsanın beynin gelişimi ve buna bağlı olarak sahip olduğu bilişsel yetenekler kapsamına ;
Homo habilis ilk taş aletleri üreten insan türü olmakla birlikte sadece beyin büyümesinin başladığı zamanı temsil etmektedir. Bununla birlikte yaklaşık 2 milyon yıl önce genel zekâ düzeyinde önemli bir artış yaşamıştır yani atalarından daha zeki hale gelmeye başlamıştır.
Homo erectus, yaklaşık 1,8 milyon yıl önce kişinin kendisiyle ilgili içgüdüsel bir düzeyden daha yüksek bir düşünme yetisini de beraberinde getiren “öz farkındalık”a yani “kendisi ile ilgili düşünebilme” yetisine sahip olmuştur.
– Arkaik homo sapiens olarak da adlandırılan neandertaller 200.000 yıl önce empati yapabilmiş yani diğerlerinin düşüncelerinin farkında olmayı başarmış yani “zihin kuramı”nı geliştirmiştir.
Erken homo sapiens 100.000 yıl öncesinden başlayarak ilkel düzeyde planlama yeteneğine sahip olmuş, öz farkındalık kazandıkları için durgun suya baktığında kendisini tanıyabilmiş, diğer bir homo sapiens’in kendisi hakkında ne düşündüğünü düşünebilmiş ve böylece kendi zihninden geçenleri derinlemesine düşünmesini sağlayacak “içe bakışçı benlik”i geliştirmiştir. Böylece, sadece başkalarının ne düşündükleri hakkında değil, başkalarının kendisi ile ilgili düşünceleri ve bu düşüncelere gösterdikleri tepkiler hakkında da düşünebilmiştir.
Modern homo sapiens ise, 40.000 yıl önce “geleceği planlarken geçmişte edinilen bilgi ve tecrübelerden faydalanmak veya zamanda yolculuk yapabilmek” olarak açıklanabilecek “otobiyografik bellek”i geliştirmiştir yani kendimizi geçmişte ve gelecekte düşünebilme becerisine sahip olmuştur ve bugünkü bilişsel seviyeye ulaşmıştır.
– Bilişsel olarak otobiyografik belleğin ve diğer becerilerin kazanılması, fiziksel olarak da beynin yan prefrontal korteksi ile beyaz madde bağlantı yollarının gelişmesi ve nihai haline ulaşan planlama becerisinin edinilmesi, yaklaşık 12.000 yıl öncesinde yani Göbekli Tepe’nin içinde yer aldığı Neolitik Dönem’de başlayan tarım devrimine yol açmıştır.
Dolayısı ile 2.000 yıl boyunca Göbekli Tepe’yi inşa eden, geliştiren, kullanan ve sonra da terk eden Neolitik Dönem’in avcı toplayıcı insanları fiziksel ve bilişsel gelişimlerini tamamlamıştır ve hiç de bize okullarda ve tarih kitapları, filmler vb. dokümanlar ile zihnimize kazındığı şekilde “ilkel” değillerdir.
Sevgiyle kalın!