Merhaba Göbekli Tepe sevdalısı sevgili okurlar,
Bir önceki yazım olan GÖBEKLİ TEPE-5 : KÜLTÜREL BELLEK DEPOSU‘nda ilk dört yazımda yer alan hususların genel bir değerlendirmesini yapmıştım.
Bu yazımda da bu değerlendirme sonucu ortaya çıkan, aklımıza takılan ve yıllardır cevaplarını bulmaya çalıştığımız sorulara yer vereceğim. Müteakip yazılarımda da bu sorulara birlikte cevaplar bulmaya çalışacağız.
CEVAP BEKLEYEN SORULAR :
δ Bu insanlar buraya nereden geldiler veya geldiler mi, yoksa binlerce yıldır burada mıydılar?
δ Dikilitaşlar üstündeki kabartmaları, bu tapınak yapılmadan önce avcı-toplayıcı olarak göçebe hayat süren homo sapiensler mi yapmıştır?
δ Cevap “evet” ise onbinlerce yıldır yaşadığı vahşi doğadan gelen avcı atalarımız bu ustalığa nasıl ulaşmışlardır, cevap “hayır” ise nedir ?
δ Göbekli Tepe’yi inşa eden insanlar, bu bölgeye gelmeden önce de taşlara/kayalara resim yapma, resim kazıma, başka bir alfabe ile yazı yazma gibi becerilere sahip mi idiler?
δ Bu soruya cevap “belki/evet” ise; kim olarak, nasıl, ne zaman ve nerede?
δ Onbinlerce yıldır avcı-toplayıcı olarak hayat sürmüş insanları, bu yaşam şeklinden vazgeçerek yerleşik düzene geçmeye zorlayan etken nedir?
δ Onbinlerce yıldır avcı-toplayıcı olarak hayat sürmüş insanların, yaklaşık 1.500 yıl sürecek bu inşa sürecine katlanmak zorunda kalmalarına ne sebep olmuştur?
δ Bu inşaatı gerçekleştiren atalarımız aynı sosyal düzeyde miydiler yoksa bir “yöneten elit” ve bir de “yönetilenler” olarak hiyerarşi mi söz konusuydu? Böyle ise bu “yöneten elit” kimlerdi?
δ Atalarımız MÖ 10’binli yıllarda astronomi konusunda bilgi sahibi mi idiler? Göbekli Tepe bir gözlem evi olarak mı kabul edilmelidir?
δ Bulunan heykelcik ve kabartılardaki fallus (eril ereksiyonu diklenmiş varlığı) şekillerinin yoğunluğu tam olarak bize ne anlatmak istemektedir?
δ Göbekli Tepe dikilitaşlarında bulunan sütun kabartmalarındaki tüm hayvanların “erkek” olarak betimlenmesi, insanın toplumsal evriminde bugüne kadar kabul edilen “önce anaerkil, sonra ataerkil toplum yapısı” tezlerini çürütmekte midir?
δ Homo sapiens, Göbekli Tep’yi, beş uzuvlu (baş, kollar ve bacaklar) insan görünümünü andıran bir platonun tam rahim bölgesine denk gelen yerde mi inşa etmiştir? Burası Toprak Ana’nın rahmi olarak mı betimlenmek istenmiştir?
δ Bununla bağlantılı olarak T dikilitaşlar aslında baş aşağı (penisi tasvir edecek şekilde) toprağa girecek şekilde mi inşa edilmiştir? Bu tasvir Gök Baba’nın Toprak Ana’yı döllemesini mi ifade etmektedir?
δ T sütunlarda baş bulunmaması bunların birer destek olduğunu mu gösterir ve bu destekler gökyüzünün çökmesini engellemek için mi yapılmıştır?
δ Tapınak hep birden mi gömülmüştür yoksa bir yapı yapılıp kapatıldıktan sonra gömülmüş ve sonra diğeri mi yapılmıştır? Bu en son yapı gömülene kadar bu şekilde devam mı etmiştir?
δ Avcı-toplayıcı atalarımız, azalan tarım hayvanlarını “yüce güç”ün kendilerine tekrar vermesini sağlamak için şamanlar önderliğinde bir inanç mı oluşturmuşlardır?
δ Buluntular bize burada Şamanizm esaslı kült törenlerinin yapıldığını mı göstermektedir?
δ Böyle ise Şamanizm inancı nereden gelmektedir?
δ Mısır medeniyetinde, ABD ve Meksika’da yapılan kazılarda, Maya kalıntılarında ve Çin flamalarında görülen T şekillerinin ana kaynağı Göbekli Tepe’deki kültür müdür?
δ Hristiyanlığın simgesi olan haç şekli, Göbekli Tepe T biçimli sütunlarından mı gelmektedir?
δ Göbekli Tepe gibi bir yapıyı inşa edenler onbinlerce yıldır burada bulunan Türkler midir? Taş sütunlarda bulunan işaretler, MÖ 35.000’li yıllardan itibaren Orta Asya’da bulunan Ön-Türklere ait tamgalar mıdır?
δ Böyle ise Türk tarihinin en önemli belgelerinin başında gelen Orhun Yazıtlarındaki “üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe” ifadesi bu sütunlarda mı şekillenmiştir?
δ Adem ile Havva’nın yaşadıkları varsayılan “Cennet Bahçesi” Göbekli Tepe midir?
δ Adem ile Havva’nın yedikleri için cennetten kovulmasına neden olan “yasak” şey “elma” mıydı, yoksa “buğday başağı” mıydı?
δ Göbekli Tepe sonrasında insan önce toprağa bağımlı hale gelerek, sosyal örgütlenme içerisinde “zaman” kavramını yaratarak sahip olduğu “özgürlük”ü yitirdi mi?
δ Göbekli Tepe’nin henüz bilinmeyen bir “etken” ile dini ritüel merkezli faaliyetlerin icra edildiği bir bileşen olduğu kabul edilirse, daha sonra ortaya çıkan inanç sistemleri üzerindeki etkisi nedir?
δ İnsanın ortaya çıkışı konusundaki bilimsel temelli “Evrim teorisi” ile dini temelli “Adem ve Havva Tezi” Göbekli Tepe coğrafyasında mı buluşmakta ve bu iki tezin tek bir düzlemde açıklanabilirliğine rehberlik mi etmektedir?
SONUÇ :
§ Atalarımızın Göbekli Tepe’de bulunan dikilitaş, heykel ve kabartmalar ile oluşturdukları sembol dilini tam olarak çözebilmek ve bu gizemli yer hakkında kesin bilgiye sahip olmak, Göbekli Tepe’deki A-E yapıları ile ancak hali hazırda kazılmayı bekleyen diğer yapıların tam olarak ortaya çıkartılması ile mümkün olabilecektir.
§ Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Anadolu en az 7.000 yıllık bir Türk beşiğidir” tespitinden yola çıkarak ve bu konuda derin araştırmalar yapan tarihçilerimizin saptama ve kanıtlarından hareket ederek GÖBEKLİ TEPE’NİN TÜRKLÜK İLE İLİŞKİSİ ayrıca ele alınmalıdır.
Belki de bu, (açıklanamayan) bir çok sorunun (açıklanması/bilinmesi istenmeyen) cevaplarını da ortaya koyabilecektir.
§ İnanıyorum ki, tüm bu sorular cevap bulduğunda;
* Göbekli Tepe -1 : Homo Sapiens’in Evrimi konulu yazımında belirttiğim homo sapiensin evrim aşamaları olan “mağara yaşamı – avcı toplayıcılar – tarım devrimi – yerleşik hayata geçiş – inanç sistemleri geliştirme ve sahip olma” şeklinde bugüne kadar inanılan insanlık tarihi sıralaması tamamen değişecek, yani insanlık tarihi yeniden yazılacak,
* Ve belki de “inanç” olgusu ve günümüzde var olan semavi dinlerin başlangıcı, gelişimi ve sonuçları (ve dolayısı ile geçerlilikleri) yeniden ele alınmak zorunda kalınacaktır.
* Çünkü Patrick Symmes’in sözleri ile ifade etmek gerekirse; bu bölge yalnızca eski değildir, eskiyi yeniden tanımlamaktadır.
Sevgili okurlar,
Göbekli Tepe’deki buluntular konusunda daha söylenecek çok şey, aklımızda cevaplanmayı bekleyen çok daha fazla soru var. Ancak (doğal olarak) burada hepsini vurgulamak ne yazık ki mümkün değil.
Göbekli Tepe’nin farklı ve (yukarıda sizlere düşünsel pencere açmak maksatlı sorularım içerisinde yer alan) gizemli yönlerini bundan sonraki yazılarımda ele almaya ve konuya farklı pencerelerden bakarak sizlere ufuklar açmaya devam edeceğim.
Sevgiyle kalın.