SÜMERLER BİR ÖN TÜRK HALKI MIYDI?

Merhabalar,
Bir süredir, “Her Yönü İle Göbekli Tepe” adlı kitabımın piyasaya çıkmasını müteakip konferanslar ve imza günleri ile yoğundum. Bunun yanına bir de ikinci kitabım olacak “Tengricilik ve Şamanlık” ile ilgili çalışmalar eklendi. 
Hal böyle olunca buradaki yazılarımı biraz ihmal etmiş oldum. Sürekli okuyucularımdan bu nedenle kusura bakmasınlar. Yaz dönemi de olduğu için ara ara yazmaya devam edeceğim.
Bugüne kadar Göbekli Tepe ile başlayan ve Türk kültürü ve tarihi konularının bu bağlamda incelenmesi ile devam eden konu örüntüsüne bu yazı ile devam etmek istiyorum.
Hadi başlayalım..
SÜMERLER :

Daha önce de sözünü ettiğimiz gibi tarih öncesi Türkler geçmişimiz hakkında yazılı bir belge bırakma konusunda çok özenli olmamışlardır. Bu nedenle MÖ 7.000’li yıllardan sonra elde edilen bulgular ancak bize bu tarihten önceki Türkler ve Türk tarihi hakkında bilgi sunmaktadır.
∇ Dolayısı ile “bilinen”den ve “bilinen”den elde ettiğimiz bilgi ve belgelerden yola çıkarak “bilinmez” dönemleri ve tarihimizi aydınlatmak durumundayız.
∇ Bu kapsamda MÖ 5.200’den itibaren Mezopotamya bölgesinde kurulmuş ve yaklaşık 3.000 yıl varlığını sürdürmüş olan ve o tarihlerde bilinen en yüksek uygarlığı meydana getirmiş olan Sümerler çıkış noktamız olabilir.
∇ Sümerler ve kurdukları yüksek uygarlık Batılı bilim adamları tarafından da kabul edilmekte ancak kökenleri çarptırılarak Türk olmadıklarının ispatı yolunda büyük çaba sarf edilmektedir. Ancak bunlar dayanaksız ve boş çabalardan ibarettir.
∇ Sümerlerin Türk olduklarını ortaya koyarsak; Orta Asya’da başlayan, Toros ve Zağros dağlarını aşarak Mezopotamya ve Anadolu’da varlığını sürdüren, Göbekli Tepe’de insanlığın ilkel yaşamdan uygar yaşama geçiş aşamasında Neolitik Dönem’e damgasını vuran ve tüm dünyaya yayılan Türk varlığını kanıtlayabiliriz.
∇ Dolayısı ile Sümerlerin Türk olduklarının ispatı bize, Türk tarihini MÖ 9.000’li yıllara ve daha öncesine taşıyacak kanıtları sunacaktır.. “Sümerler” konusuna bu açıdan bakmak gereklidir. Çünkü bunu aydınlığa kavuşturmak aynı zamanda “Göbekli Tepe’yi kim inşa etti?” sorusuna vereceğimiz cevaba da dayanak teşkil edecektir.
SÜMERLER KİMDİR, NEREDEN GELMİŞLERDİR? :
∇ Prof.Dr.Ekrem MEMİŞ “Genel tarih” adlı eserinde “MÖ 4.000 ortalarında Güney Mezopotamya’ya gelen Sümerlerin anavatanlarının Orta Asya olduğuna dair şüphe kalmamıştır” der.
∇ Rus NIKOSKY ise “Anov ile Ur kentlerinde bulunan cesetler üzerinde yapılan DNA testleri ile Sümerlerin Orta Asya’dan gelen Türkler olduğu netleşmiştir” tespitini yapar.
∇ Anadolu’da bilinen en eski uygarlıklar Hatti (MÖ 2500-1700) ve Hurri (MÖ 2300-1250) uygarlıklarının başlangıcı bilinen tarihlerden daha eskidir. Ancak bu uygarlıklar Sümer uygarlığından daha ileri (gelişmiş) uygarlıklar değillerdir. Bu açıdan bakıldığında Sümerlerin Mezopotamya’ya Anadolu’dan gelme ihtimalleri bulunmamaktadır.
∇ Ancak Anadolu yerine Orta Asya’yı merkez olarak ele alırsak MÖ 9.000’lere kadar giden Türkmenistan’daki Anav Kültürü bize, Sümerlerin MÖ 5.300 yıllarında buradan Mezopotamya’ya üstün uygarlıkları ile birlikte geldiklerini gösterir. Sümerlerin çağdaşları olan diğer halklar ise aynı dönemde mağaralarda yaşamakta ve avcı-toplayıcı tarzı yaşam sürmekteydiler.
∇ Sümerolog Samual Noah KRAMERSümerlilerin Türklerle bağlantılı bir halk olduğu fikri Atatürk zamanında da geçerliydi. Böyle olabileceği hakikatten hiç de uzak değildir” derken, ünlü ∇ Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ da “Bugüne kadar “Tarih Sümerlerle başlar” deniliyordu. Bundan böyle “Tarih Türklerle başlar” dememiz gerekiyor” diyerek Türklerin geçmişinin tarih öncesi çağlara kadar gittiğini vurgulamışlardır.
∇ Rus arkeolog NIKOLSKY ise Sümerlerin anavatanının Türkmenistan olduğunu işaret ederek “Türkmenistan sınırları içinde yer alan Anav kurganlarından çıkarılmış olan arkeolojik buluntular ile Sümer Ur Karl mezarları buluntuları birbirinin aynısıdır” diyerek Sümerlerin Türklüğünü açık şekilde ortaya koymaktadır.
∇ Neolitik Çağ’ın en önemli araştırmacılarından olan Arkeolog ve tarihçi Gordon CHILDE ise yine aynı şekilde “Anav kurganlarında ve bir Sümer şehri olan Ur’da bulunan Kral Mezarlarında ele geçen “Lapis Lazui” yani “lacivert taş”tan yapılmış ziynet eşyalarını bu bağın bir kanıtı” olarak kabul etmektedir.
∇ Ünlü Sümerolog Leonard W. KING ise “A History of Summer and Akkad” adlı eserinde “Lapis Lazuli denilen ve Sümerlerce kutsal kabul edilen değerli taşın Türkmenistan’da kullanılması, Sümerlerin Türk olduğunun bir kanıtıdır” demektedir.
KALDE ZODYAKI :

∇ Sümerlilerin Orta Asya’dan geldiklerini kanıtlayan en önemli belge “Kalde Zodyakı” adı verilen tablettir. Bu tablette bazı yıldız kümeleri çeşitli hayvan ve eşyalara benzetilerek gökyüzünün tasviri yapılmış ve burçlar belirtilerek astronomik bilgiler verilmiştir.
Peki bu neyi ispat eder? diye sorabilirsiniz doğal olarak.. Şöyle açıklayayım:
* Gökyüzündeki her cisim (yıldızlar, ay vb.) çeşitli yörüngeleri takip eder. Ayrıca yerkürenin de kendi ekseni ve yörüngesine göre bir hareketi vardır. Nasıl ki güneş ışınları yeryüzünün farklı noktalarına farklı açılardan iniyorsa, dünyadan gökyüzüne bakılan yere göre de gökyüzünün farklı kısımları farklı açılarda görülür.. bu açıya göre yıldızlararası mesafeler, parlaklıkları gibi unsurlar farklı olarak görülür.
* İşte Kalde Zodyak’ı üzerinde bulunan yıldız kümelerinin şekilleri, aralarındaki uzaklıklar ve parlaklıkları incelendiğinde, bu görüntünün ancak Hazar Denizi’nin doğusunda 40-46 enlemlerinde alınabileceği bilimsel olarak belirlenmiştir. Bu bölge ise Türkmenistan’dır.
Yani Sümerler Kalde Zodyak’ını, Türklerin MÖ 9.000’li yıllarda göçe başladıkları atavatanları olan Orta Asya’da bulunan Türkmenistan’ın Anav bölgesinde yazmışlardır. Yani Sümerler kesin olarak bir Ön Türk koludur.
GELİŞMİŞ UYGARLIK :

∇ Sümerler Mezopotamya’ya yerleştiklerinde çanak-çömlek yapmayı ve madenleri işlemeyi biliyorlardı.
∇ Dicle ve Fırat ırmakları kenarında Uruk, Lagaş, Eridu, Ur ve Kiş gibi kent devletleri kurdular. Gelişmiş yapı tekniklerini kullanarak sulama kanalları, kanallar, barajlar kurdular.

∇ Bataklıkları kurutup düzenli sulamaya dayalı tarımı geliştirdiler. Tekerleği buldular ve tarlalarda saban kullandılar. Uzunluk ve ağırlık birimlerini ticarette ilk kullanan Sümerlerdir.
∇ İlk yazı olarak kabul edilen çivi yazısını MÖ 3.200 yılında icat ettiler. Bu nedenle tarihin başlangıç noktası olarak MÖ 3.200 yılı esas alınır. Bu tarihten önceki dönem “tarih öncesi çağlar”, bu tarihten sonraki dönem ise “tarih çağları” olarak adlandırılır. Mısır hiyeroglif yazısı Sümer çivi yazısının devamıdır.
∇ Sümerlerin Mezopotamya gibi sıcak bir iklimde yaşamalarına rağmen “konakes” adı verilen yün elbiseler giymeleri, düz arazide yaşamalarına rağmen tepeler üzerine “ziggurat” adı verilen tapınakları inşa etmeleri, kadim Türklerin “Tengri” dedikleri Gök Tanrı’ya “Anu” adını verip saygı duymaları, Orta Asya’dan gelen bir Türk kolu olduklarına dair şüphe bırakmamaktadır.
∇ Ayrıca Sümer zigguratları, Mısır piramitlerine örnek olmuştur. Bilinen en eski kurganlar Sümer zigguratlarıdır. Tepesi düzdür ve tepesinde bir tapınak veya türbe bulunur. Bu yapının hemen aynısına Maya ve İnka tapınaklarından rastlanılmaktadır. En eski ziggurat MÖ 3.000 yıllarına aittir ve İran’dadır. En eski piramit ise MÖ 2630 yıllarından kalmadır.
∇ Sümerler ay ve güneş tutulmalarını hesaplamış, matematik ve geometrinin temellerini atmış, dört işlemi bulmuş, astronomide ileri giderek burçları bulmuş, bir ayı 30 gün, bir yılı 12 ay ve 360 gün olarak hesaplamışlardır.
∇ Ticarette takas yöntemi yerine para birimi olarak gümüş çubukları kullanmışlar ve ilk defa borç senedini kullanıma sokmuşlardır.
∇ Ayrıca Sümer yasaları, Babil Kralı Hammurabi’nin yaptığı kanunlara esas teşkil etmiş, bu kanunlardan Yahudi yasası ve ondan da İslam yasası meydana gelmiştir.
∇ Sümer dini de Tengricilik gibi tek tanrılıdır ve bu tanrının adı An’dır. Sümercede An, “tan / gök” anlamına gelir. Bu isim bazen Anuna, Anunaki veya Anunaku şeklinde de karşımıza çıkmaktadır.
Bu tanrının dışında kalan kutsal varlıklar ise iyelerdir. Sümerde dünyada, evrende, doğada görülen, hissedilen her nesnenin bir iyesi vardır. Bu iyeler insan görüntüsünde ancak insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardır.
* Ancak aynı Tengricilik’te olduğu gibi Sümer dinini de yozlaştırmak isteyenler bu iyeleri de tanrı olarak kabul etmekte ve Sümer dininin çok tanrılı olduğunu ileri sürmektedirler.
* Ancak SAG.BA adı verilen Sümer tabletinde şu ifade yer alır : “Büyü, ant, aşılamayan ant dairesi, tanrıların aşılamayan ant dairesi, göğün ve yerin değiştirtilemeyen ant dairesi, tanrı tektir ve değiştirilemez. Tanrı ve insan birbirinden ayrılamaz”. Bu çok açıkça göstermektedir ki Sümer dini tek tanrılı bir dindir ve Tengricilik’in devamıdır.
* Ancak zaman içinde Tengricilik bazı değişiklikler gösterse de özünden bir şey kaybetmemiştir.
Sümerliler iyelerin düşüncelerini ve niyetlerini kurban etikleri hayvanların karaciğerlerindeki işaretlerden anlamaya çalışmışlardır. İyelerin yapılacak bir işi onaylayıp onaylamadığını anlamak isteyen kişi tapınağa gider, kurban keser, dua eder ve uykuya yatardı.
* Bu (tapınak olgusu hariç) Tengricilik’te var olan bir uygulamadır. Hatta günümüzde dilimizde bulunan “istihareye yatmak” da aynı uygulamayı belirtmekte değil midir?
∇ Avrupa uygarlığının temelini oluşturan Etrüskler ise, inançlarının Tanrı’nın insanlara ilham vermesi ile oluştuğuna inanmışlardır. İlham veya açığa çıkarma yolu ile inancın oluşması önce vahiy kültürünü ve müteakiben de kutsal kitap olgusunu yaratmıştır. Bununla da bir ruhban sınıfı oluşmuştur.
∇ Yani Semitik dinlerde günümüzde var olan uygulamalar yine Türklerden ve Türklerin ilk inancı olan Tengricilikten gelmektedir.
∇ Tevrat’ın Tekvin bölümünün 11-1, 11-2 ve 11-6 bablarında şu ifade bulunur : Ve dünyanın dili bir, sözü birdi. Ve vaki oldu ki, onlar (Hz.Nuh ve oğulları) doğuya gittiklerinde Şinar (Sümer) diyarında bir ova buldular ve oraya yerleştiler.. Ve Tanrı buyurdu “onlar tek bir kavimdirler ve hepsinin tek bir dili vardır”.
∇ Bunlar ve daha birçok arkeolog, tarihçi, genetikçi, etimolog.. Sümerlerin Türk olduklarına dair hiçbir kuşkuları bulunmadığını ve bunun (DNA karşılaştırması, buluntuların benzerliği, kafa ve vücut yapıları, ten ve saç renkleri, örf ve adetleri vb.) birçok alanda kesinlikle kanıtlanmış olduğunu söyler ve kanıtlarla ispat ederler.
SONUÇ :
∇ Sümerlerin, Türklerin atavatanı olan Anav’dan çıktıkları, Kafkaslar üzerinden Doğu Anadolu’ya geldikleri ve müteakiben Mezopotamya’ya indikleri ve bir Ön Türk kolu oldukları kesinlikle ispatlanmış bir gerçektir.
∇ Başka bir gerçek de Sümerlerin çok yüksek seviyede bir uygarlığa sahip olduklarıdır. Bu medeniyetin temelleri de Anav’da yatmaktadır. ∇ Sümerler gerek kurdukları uygarlık, gerek bu uygarlık dahilinde sahip oldukları ve yukarıda belirtilen yetenekleri, gerek kültürleri ve gerekse dini inanışları ile hem çevrelerindeki halklara hem de kendilerinden sonraki devletlere aktarımda bulunmuş ve etkileşim içine girmişlerdir.
∇ Bu nedenle Sümerlerden önceki Türk tarihi ortaya çıkarılmadan önce “Tarih Sümerde başlar” denilmiştir. Ancak Ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ’ın da belirttiği gibi artık çok rahatlıkla “Tarih Türklerle başlar” diyebilmekteyiz.
∇ O zaman şunu rahatlıkla iddia edebiliriz ki, MÖ 9.000’li yıllarda Orta Asya’da bulunan Türkler dil, yazı, sanat, tarım, madencilik, hayvancılık, heykeltıraşlık, yerleşim, resim, inşaat, müzik, inanç… gibi birçok faktör açısından “yüksek” olarak niteleyebileceğimiz bir uygarlığa sahiptirler.
O zaman Türkler Orta Asya’dan kalkıp Kafkaslar yolu ile Anadolu ve Mezopotamya’ya gelirken bu uygarlığı da beraberlerinde getirmişlerdir.
∇ Göbekli Tepe’de görülen muazzam taş işçiliğin, inancın, inşaat ustalığının, toplumsal organizasyon yeteneğinin, matematiksel hesaplamalarla oluşturulan yapıların, yeme ve içme kültürünün, avcılığın, tarımın, şehir kurma becerisinin, astronomi ve astroloji bilgisinin.. temelinde yatan faktörün, Anav’da oluşturulan, müteakiben Mezopotamya’ya ile Anadolu’ya ve buradan Avrupa’ya yayılan bu yüksek uygarlık olması; son derece mümkün, mantıklı ve kanıtlara dayanan sağlam bir görüştür.
Sevgiyle kalın !