GÖBEKLİ TEPE’YE GİDEN YOL-35: ALTAYLAR COĞRAFYASI II

Altaylar coğrafyasını incelemeye birinci bölümde bıraktığımız yerden devam ediyoruz.
PALEOLİTİK DÖNEMDE ALTAYLAR COĞRAFYASI:
Yerleşimler:
* Günümüzden yaklaşık 25.000 yıl önce Üst Paleolitik’in yeni bir aşama karşımıza çıkar. Bu dönemdeki iklim dalgalanmaları bitki örtüsünü doğrudan etkilemiştir; bitki örtüsü de hayvan çeşitliliğini belirlemektedir. Bitki örtüsü sıcak dönemlerde ormanların yoğun olduğu bir görünüm kazanırken, soğumaya geçiş dönemlerinde ve soğuma dönemlerinde açık orman ve orman-step şeklini almıştır.
Bu döngünün işlemesiyle orman, orman bozkır veya bozkır hayvanlarının yoğunluğu evre-evre değişmiştir. Bütün bu dış gelişmeler insan nüfusunu, göçleri, yeni alet tiplerini, konut türü ve depolama alanları ihtiyacını belirlemiştir.
Yaklaşık 24.000 yıllık Paleolitik gömmeleri içeren buluntu yerleri Mal’ta ve Buret’dir. Buralarda hayvan kemikleri kullanılarak yapılan konut izleri Cis-Baykal’ın en erken insanlardan kalan kültür belgeleri topluluğudur. Dairesel taş çitlerle çevrilmiş konut planları vahşi hayvan kemikleriyle tamamlanmıştır. Çitlerin köşeleri Mançurya geyik kemiğinden, duvarlar ise elk, balık ve kuş kemikleri karıştırılarak yapılmıştır.
Orta Üst Paleolitik Çağda iklim şartlarındaki olumsuz değişimlerle birlikte Kuzey Kutup buzulları Sibirya’nın kuzey kıyılarına kadar inmiş, Trans-Baykal’ın ve Sayan-Altay’ın yüksek rakımlı kısımları buzullarla kaplanmıştır. Buzulların büyük ırmak ağızlarını kapatması sonucunda büyük göller ve su havzaları oluşmuştur. Buzullara yakın alanlar şiddetli rüzgârlarla çölleşmeye yüz tutmuştur. Buzulların olmadığı alanlar ise yılın büyük bir kısmında karlar altında kalmıştır.
Nüfus, buzullanan bölgelerde düşmüş, yerleşimler Yenisey, Angara, Lena ve Ob gibi büyük ırmak vadilerine kaymıştır.  Vadilerdeki suyun hacmine koşut olarak o vadilerdeki yerleşimlerin yamaçlarda yer aldığı yükseklikler değişmektedir. Bu dönemde, özellikle Yenisey’in orta akımlarındaki yerleşimlerin sayısı bir önceki döneme göre artmıştır. İnsanların 500 metrenin altındaki rakımlara doğru hareketlendiği anlaşılmaktadır.
Yerleşim tiplerine baktığımızda üç çeşit yerleşime tanık oluyoruz. Bunlar; küçük, dönemsel olarak kullanılan av kampları; taş işleme atölyeleri ve bu ikisiyle bağlantılı olan, daha büyükçe, bütün yıl oturulan ve kalıcı konutların yer aldığı büyük kamplardır. Bunların çoğu açık alan yerleşimleridir.
Orta Üst Paleolitik Çağ’ın insanları, çevresel ve iklimsel koşulların da baskısıyla, ren geyiği, kıllı gergedan, mamut, bizon gibi büyük memeli avcılığında ustalaşmaya başlamıştır. Bunu kazılarda bulunan kemiklerin ve dişlerin, ayrıca bunlardan üretilen çok sayıda göz alıcı sanat eserlerinin, takıların ve aletlerin sayısından anlayabilmekteyiz.
İnsanların seçilmiş bölgeler arasındaki hareketleri bir gruba ait olma veya gruplar arasındaki farklar konusunda güçlü, gözle görülebilir toplumsal ifadeleri ortaya çıkarmıştır.
Üst Paleolitik dönemde ise gelişen zihin yapısına bağlı olarak toplum teknolojik ve toplumsal bölünmeleri bir mekân üzerine bindirmiş ve kamplar ortaya çıkmıştır. Bir kamp bölgesindeki farklı insan sınıfları birbirlerinden gözle görünür biçimde ayrılmıştır.
Bu süreçte Asya’da yaşam odaklanması Altay dağları çevresinde binlerce mağarada şekillenmiş ve buralardan başlayan kolonileşmeler ve nüfus artışları ile insan toplulukları biçimlenmiştir.
Moskova’nın yaklaşık 500 km güneyinde, modern Kostenki köyünün hemen dışında en az 60 farklı mamutun kalıntılarından yapılmış 25.000 yıllık gizemli bir yapı ortaya çıkartılmıştır.
Yine Altaylar coğrafyasında çukur evler ya da kazılarda bulunan taş temeller 20.000’li yılların öncesine tarihlenmektedir. Benzer yapılar Batı Avrupa’da, İspanya Fransa, İtalya ve Akdeniz adalarında ancak M.Ö 7-6.000’li yıllarda karşımıza çıkmaktadır.
Kuzey Avrupa’yı 75.000 ila 18.000 yıl önce kasıp kavuran son Buzul Çağı, tıpkı Kostenki’deki yapının inşa edildiği zaman olan 23.000 ila 18.000 yıl önce en soğuk ve en şiddetli aşamasına ulaşmıştır. Arkeoloji, atalarımızın son buzul çağının zirve noktasında bu umutsuzca soğuk ve zor bir ortamda nasıl hayatta kaldıklarını göstermektedir.
Avrupa’daki benzer enlemlerde yer alan diğer birçok yer bu zamana kadar terk edilmiş, ancak buradaki gruplar yiyecek, barınak ve su bulmak için uyum sağlamayı başarmışlardır.
Teknoloji:
Sibirya’da geç Orta Paleolitik endüstriler için C14 tarihleri 30.000-28.500 ve belki de 27.000 öncesine dayanacak kadar oldukça gençtir. Üst Paleolitik’in Sibirya’da ortaya çıkışı Doğu Avrupa’ya göre nispeten erken gerçekleşmiştir.
* Yaklaşık 43.000-35.000 yıl önce Altay Dağları ve Baykal Gölü bölgesinde bıçak ağırlıklı endüstriler vardır ve bu çağın çeşitli yerleşkelerinden çok sayıda süs bilinmektedir.
Altay Dağları’nda mikrobıçak teknolojisine sahip geç Üst Paleolitik yerleşimlerin C14 tarihlendirmeleri yaklaşık 35.000-28.000 yıl öncesine aittir ve Kuzey Avrasya’da mikrobıçak endüstrisinin en erken kesin kanıtlarını temsil etmektedirler.
Sibirya’da Paleolitik Çağ’ın sona ermesi, Neolitik dönemin başlangıcını gösteren çömlekçiliğin görünümüyle ilişkilidir. Transbaikal’ın kuzeyinde, en eski çanak çömlek kompleksleri yaklaşık 12.000-11.000 yıl öncesine ve Rus Uzak Doğusu’nda 13.000 yıl öncesine ve Sibirya’nın çoğunda ise yaklaşık 8000-6000 yıl öncesine tarihlenmektedir.
* Sibirya Paleolitik kronolojisinin en önemli özellikleri şunlardır:
– Orta Paleolitik yerleşkelerin uzun kalıcılığı (yaklaşık 30.000-27.000 yıl öncesine kadar),
– Orta Paleolitik’ten Üst Paleolitik’e çok erken geçiş yaklaşık 43.000 yıl önce (bu zamanda erken Üst Paleolitik’de sanat ve sembolik davranışın ortaya çıkması ile yakından ilgilidir),
– Mikrobıçak kompleksleri çok erken kökeni (en az yaklaşık 35.000 yıl önce),
– Paleolitik-Neolitik’e kademeli bir geçiş (Rusya’nın Uzak Doğusu’nda 13.000 yıl, Transbaykal’da yaklaşık 12.000-11.000 yıl, Sibirya’nın çoğunda 8000-6000 yıl ve bazı kuzey bölgelerinde daha geç başlamıştır).
(Kaldığımız yerden devam edeceğiz.)