GÖBEKLİ TEPE’YE GİDEN YOL-18: PALEOLİTİK SANAT II

Merhabalar
Önceki bölümde Paleolitik Sanat’ın ortaya çıkmasına girmeden önce bilişsel evrimimizle ilgili ana kavramları hatırlamış ve bilinçli zihinlerin kültür araçlarından bir tanesinin de sanat olduğunu tanımlamıştık.
Bu bölümde de bu sanatın ortaya çıkış koşullarını ve nedenlerini anlamaya çalışacağız.
PALEOLİTİK SANATIN ORTAYA ÇIKIŞI:
*
Bilinen en eski kazıma çizim, 540.000 yıllık arkeolojik tabakalar içinde, Trinil’de (Java) bulunan bir tatlı su midyesinin kabuğundaki zikzak çizimlerdir.

Afrika’da; taş bıçakların yapımı ve zımpara taşı kullanılarak pigment işleme uygulamaları 250.000 yıl önce, uzun mesafeli alışveriş ve deniz kabuklusu avı 140.000 yıl önce, kemik aletler ve madencilik 100.000 yıl önce, devekuşu yumurtasından boncuk yapımı 50.000 yıl önce başlamıştır.
Bilim insanları, güncel kanıtlara göre temsili imgeler dediğimiz sanat türünün ancak 40.000 yıl önce Avrupa’da ortaya çıkmış olduğunu söylemektedirler.

Güney Afrika’da Cape Town yakınlarındaki Blombos mağarasında bulunan ve üzerine dikkatli biçimde çarpı işareti, ortasına ve çevresine düz çizgiler oyulmuş bir aşıtaşı parçası günümüzden 77.000 yıl öncesine aittir ve bugün için dünyadaki en eski sanat ürünü olarak kabul edilmektedir (yukarıdaki resim).
Güneydoğu Asya’da yer alan Borneo adasındaki bir mağarada keşfedilen çizimin ise, bugüne kadar bulunan en eski hayvan resmi olduğu açıklanmıştır. En az 40.000 yıllık resmin figüratif resmin en eski örneği olduğu da düşünülmektedir. Keşfi yapan bilim insanlarına göre figüratif resim, soyut formları değil gerçek varlık ve nesnelerin tasvirini kapsamaktadır.
Borneo adasında hayvan resminin bulunduğu mağara duvarının orijinal görüntüsü.
Söz konusu çizim, Fransa ve İspanya’daki ünlü mağaralarda bulunan benzer hayvan resimlerinden biraz daha eskidir. Birkaç yıl öncesine kadar uzmanlar, atalarımızın hayvan ve diğer figürleri ilk olarak Avrupa’da çizmeye başladığına inanıyor olsa da keşfedilen çizimin yaşı, Güneydoğu Asya’daki önceki keşiflerle birlikte, figüratif çizimin her iki kıtada aynı zamanlarda ortaya çıktığını göstermektedir.

Bir başka araştırmada da antropologlardan oluşan uluslararası bir ekip, Fransa’nın güneybatısında yer alan bir kaya sığınağında 38,000 yıllık karmaşık çizim keşfetmişlerdir. Bulunan çizimin, Avrasya’nın batısında bilinen en eski çizimlerden biri olduğu ve bu dönemdeki insan hayatına dair önemli bilgiler verebileceği belirtilmektedir.
Kazı ekibine göre bulgular, bir taş plaka üzerinde, noktalarla donatılmış yaban öküzü ya da yaban ineği betimlenmiş olan 38,000 yıllık çizimin yaklaşık 43.000 ila 33.000 yıl önce var olduğu bilinen modern insanların Aurignacian kültürüne işaret etmektedir.
2012 yılında Abri Blanchard arkeolojik alanında keşfedilen taş plaka. Yaban öküzü ya da nesli tükenmiş yaban ineği betimlenerek noktalarla donatılmış.
GÖRÜŞLER:
* Paleolitik dönemde sanatın ortaya çıkışı konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bunları özetleyecek olursak:

– Üst Paleolitik insanlarının avcı toplayıcı yaşam düzenleri onlara çok boş vakit bırakmış ve insanların yaşam alanlarını süslemek için geliştirdikleri teknikler sanatı doğurmuştur; yani sanat boş zamandan doğmuştur.
– Sanat doğal çevre evcilleştirildikten sonra güzel şeyler yaratmak için doğuştan gelen bir estetik duyarlılık sonucunda yaratılmıştır; yani sanat, sanat için doğmuştur.
– Sanat olarak adlandırılan imgeler aslında bir büyü veya totem içeriğine sahiptir ve bu amaçla yapılmışlardır.
– Sanat, insanların sahip oldukları dine ait imgeleri tasvir etme ihtiyacından doğmuştur. Dinle bağlantılı olan imge yaratımı ise, bugün bildiğimiz şekli ile sınıflandırılmış toplumların içinde doğmuş ve gelişimini kolaylaştırmıştır.
– Veya Ernst GOMBRICH’in Sanatın Öyküsü adlı kitabının girişinde yazdığı gibi; sanat diye bir şey yoktur, yalnızca sanatçı vardır.
Bu açıklamaların hiçbirisi tam olarak “ispatlanmaktan” çok uzaktır. Çünkü burada yer verilen görüşlere esas veriler, açıklamaları (veya hipotezleri) kaçınılmaz biçimde ve doğallıkla ortaya koymaz; açıklamayı fark eden insanın kavrayışıdır. Bizim gördüğümüz şeyler ile onları çizenlerin gördüğü şeyler aynı değildir. Konunun püf noktası budur.
Bazı bilim insanlarına göre bir yüzyıllık Üst Paleolitik dönem sanatının anlamı ve amacı konusundaki araştırmalardan öğrenilen tek şey, ortaya koydukları sorunları çözmek için üzerinde herkesin anlaşmış olduğu bir metodun olmadığı ve imgelerin anlamları ile mağaralardaki tuhaf yerleşimleri gibi farklı türden sorunların ele alınması gerekliliğidir. Dolayısı ile bu sanatın belirli, özel yönlerini ele almak için şimdiye kadar kullanılmış olanlardan daha karmaşık bir metot geliştirmek gerekmektedir.
Belki tüm bunların bileşimini ele almak ve de üzerine Paleolitik Çağ insanının yaşam koşulları ve doğal çevresinde kaynaklanan bilinç durumlarını eklemek, sorunun cevabını bulma çabalarımız için bize yol gösterici olabilir.
SONUÇ OLARAK;

Şimdi konuya burada bir noktalı virgül koyalım ve insan zihninin ürünü olan Paleolitik dönem sanat ürünlerini (mağara resimleri, duvar resimleri ve üç boyutlu simgeler) ele alalım.
 *Sonrasında da tüm bunlara bir açıklama getirecek şekilde neden-sonuç ilişkisini ortaya koymaya çalışacağız.