NEOLİTİK ÇAĞ, İNSANLIK TARİHİNİN KIRILMA NOKTASI – 2

Merhaba,
İlk bölümde insanın ilk ürettiği taş aletlerin başlangıcı olan Paleolitik Çağ’dan Neolitik Çağ’a kadar olan kısa bir kronolojik özet yapmıştık.
Şimdi artık Neolitik’in ne olduğu konusuna giriyoruz.
NEOLİTİK ÇAĞ NEDİR?

Neolitik Çağ’ın ne olduğu daha doğrusu hangi olayın veya değişimin veya yeniliğin Paleolitik’in devamı olarak yeni bir çağ tanımı yapılmasına neden olduğu konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır.
19’uncu yüzyılda arkeolojik kazıların yoğun olarak başlamasını takiben, elde edilen bulgulara göre kuramlar üretildiğinde taş aletlerde veya taş aletlerin yapılmasında “sürtme taş” teknolojisinden “cilalı taş” adı verilen daha parlak yüzeyli taşlar üretimine yönelik bir teknolojiye geçildiği için, Paleoilitik (Paleo=Eski, Litik=Taş) yani Eski Taş Çağı’ndan Neolitik (Neo=Yeni, Litik=Taş) yani Yeni Taş Çağı’na geçildiği kabul edilmiştir.
Bu tanımlama yapıldıktan sonra, Neolitik’in ne olduğu ve bu döneme geçişle ilgili dinamikler hakkında birçok görüş ortaya konmuştur; aşağıda bunlardan bazıları verilecektir. Ancak yapılan yeni tanımlamalara veya teorilere esas unsur taş alet teknolojileri olmadığı halde, ilk başta verilen Neolitik ismi korunmuştur.
– Bir görüşe göre; Paleolitik ve Neolitik Çağ ayrımına neden olan olay, avcı toplayıcı insanların yerleşik düzene geçmeleri yani insanların mağara ve kaya altı sığınağı gibi doğal oluşumlarda yaşamayı bırakarak açık alanlarda barınak inşa etmeye başlamalarıdır.
– Bir başka görüşe göre ise; avcı-toplayıcı yaşam biçimine sahip insan toplulukları, nüfusun artışına da bağlı olarak yabani bitki ve hayvanları (kimi görüşe göre bilinçli olarak ancak son zamanlarda yaygınlaşan görüşe göre de tesadüfi olarak) evcilleştirmeye başlamış yani tarım adı verilen besin üretimine dayalı bir ekonomik modele geçmişlerdir ve bu nedenden dolayı Neolitik adı verilen yeni bir dönem başlamıştır. Bu görüş içerisinde de tarımın neden ortaya çıktığı konusunda iklimsel faktörler, çevresel değişiklikler, kültür vb. esas alınarak çeşitli teoriler geliştirilmiştir ve de geliştirilmektedir.
– Bir başka görüşe göre de Neolitik’in insanlık tarihi açısından bir dönüm noktası olarak kabul edilmesini sağlayan gelişme çanak çömleğin icat edilmesidir. Çünkü bu teknolojinin geliştirilmesinin önemi sadece yeni bir keşif olması değildir, aynı zamanda süreç içinde yaşam biçiminin değişmiş olmasıdır. Fakat bu dönemde Yakın Doğu’nun farklı yerlerindeki kazılarda avcı-toplayıcılıkla yaşamını sürdüren, tarımsal hiçbir etkinlikte bulunmayan ve kilden kap kacak üretmeyen ancak bakır nesneleri kullanan yerleşimlerin sayısı azımsanamayacak boyuttadır. Her ne kadar Neolitik dönemin alt bölümlemelerinde esas olarak çanak çömlek yapımı esas alınmış olsa da bu görüş günümüzde geçerliliğini büyük ölçüde yitirmiştir.
– Bir dönem Çatalhöyük kazılarını yöneten İngiliz arkeolog Prof. Dr. Ian HODDER’a göre Neolitik; mekânın evcilleştirilmesi sürecidir ve bu süreçte en önemli yapılanma, ev içinde şekillenen cinsiyete bağlı iş bölümü ve toplumsal cinsiyet kategorilerinde gerçekleşir.
– Neolitik dönemin bölümlemelerinin özellikleri göz önüne alındığında ise bu çağı; “yeni bir zaman, mekân ve kimlik rejiminin birbiri ile dolanık haldeki sembolik kodlarının oluşması ve yaygınlaşması süreci” olarak tanımlamak da mümkündür.

Tüm bu tanımlamalar, neden-sonuç ilişkileri, Neolitik dönemin kronolojisi, tarıma geçişin nedenleri vb. konular üzerindeki tartışmalar devam etmekte, süregelmekte olan arkeolojik kazılarda elde edilen sonuçlar, “paradigma değişikliği” denilebilecek yeni bakış açılarını getirmektedir.
Ancak son zamanlarda genel kabul gören görüşe göre, her ne kadar Neolitik Çağ içindeki alt dönemlerin ayrımına esas faktör çanak çömlek olsa da Neolitik dönemin, insanlık tarihinin kırılma noktası olabilecek kadar büyük bir öneme sahip olmasını sağlayan husus, sosyal yaşamda gözlenen köklü değişikliklerdir. Diğer tüm gelişmeler/değişimler bundan kaynaklanmıştır. Bu süreci tanımlamak için de bazı araştırmacılar tarafından “Neolitikleşme” tanımı kullanılmaktadır.
Prof. Dr. Mehmet ÖZDOĞAN’a göre; “arkeoloji ile ilgili bir tanımlama yaparken asıl olan onun ne olduğunu ortaya çıkartmak için sorulan sorulardır. Bu soruların niteliği ve amacı da soruyu soran kişinin bakış açısına ve uzmanlık alanına göre değişir.” Dolayısı ile Neolitik’in tanımlanması örneğinde olduğu gibi aynı konuda farklı bakış açılarına göre farklı tanımlamalar yapılabilmektedir. Bunu bir tutarsızlık olarak değil, aynı konunun farklı boyutları olarak görmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Bilimsel gelişimin ve özellikle arkeoloji disiplininin doğası gereği normal ve hatta olumlu denilebilecek bu yaklaşım, bize geniş bir perspektif sunmaktadır.

BEREKETLİ HİLAL BÖLGESİ :
* Yazının başlangıç kısmındaki haritada görüldüğü gibi; Doğu Akdeniz ile bugünkü Ürdün, İsrail, Irak, Suriye, İran ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin bir kısmını kapsayan ve de Neolitik dönemde yaşam için en uygun koşulları sağlayan bölgeye “Bereketli Hilal (Fertile Crescent)” adı verilmektedir.
Bu bölgenin batıya doğru ucu, Konya ili Çumra ilçesi sınırları içerisinde bulunan Çatalhöyük’e ve Hacılar Höyük’e kadar uzanmaktadır. Dolayısı ile bazı bilim insanlarına göre tarımın dünya üzerinde eş zamanlı olarak ortaya çıktığı üç ana bölgeden birisi olan Bereketli Hilal’in büyük bölümü Anadolu toprakları içerisindedir.
Bereketli Hilal, MÖ 12.000’lerde gerek yağış miktarı gerek hayvan çeşitliliği ve sayısı gerek yabani bitki bolluğu ve gerekse iklim açısından Mezopotamya coğrafyasında yaşamaya en elverişli bölge haline gelmiştir.
Bölgenin asıl önemi; Paleolitik Çağ’dan Neolitik Çağ’a geçişin, başka bir ifade ile mobil avcı toplayıcı düzenden, yerleşik çiftçi düzenine geçişin ve bunun devamında da besin üretimine dayalı bir ekonomik modelin ortaya çıkışının yani yabani hayvan ve bitkilerin evcilleştirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz tarımın ilk başladığı yerin, bu bölge içinde yer almasıdır.
Bilim insanlarına göre besin üretimine dayalı yaşam modeline ve müteakiben de tam yerleşik düzene geçiş, Mezopotamya bölgesinde, ara buzul dönemi olarak tanımlanabilecek Genç Dryas’ı takiben, MÖ 9.500-8.500 yılarında başlamıştır.
Özellikle İsrailli bilim insanları tarafından tarımın ortaya çıktığı “çekirdek bölge” olarak, Kitab-ı Mukaddes’te yer alan bilgiler esas alınarak, Güney Levant gösterilmektedir. Bunun geçerli olabilmesi için Epi-paleolitik dönemde Levant’tan başka yerlerde insan topluluklarının yaşamıyor olması ve Yakın Doğu’nun neredeyse bomboş olması gerekir ki, bu da teorinin gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu göstermektedir. Politik çıkarlar esas alınarak yapılan bu zorlama çıkarım, günümüz İsrail topraklarında yapılan arkeolojik etkinliklerin, ideolojinin ne denli etkisi altında olduğunu da göstermektedir.
En erken evcilleştirilmiş tahılların yabani varyantlarının mekânsal örtüşmesini gösteren Yukarı Mezopotamya Haritası
Oysaki tarım, Bereketli Hilal bölgesinde ilk olarak, Kuzey Mezopotamya’da yani Anadolu’da başlamıştır. Bu konuda esas bölge Diyarbakır ile Şanlıurfa arasında yer alan Karacadağ bölgesidir. Bu bölgeye has olan einkorn buğdayı, tarımın başlangıcında evcilleştirilen ilk üründür ve buradan dünyaya dağılmıştır.
Antik DNA analizleri, günümüzde artık Karacadağ’ın, kültüre alınmış tahılın ana yurdu olduğunu göstermektedir. Ayrıca Göbekli Tepe, Nevali Çori, Çayönü, Sefer Tepe, Karahan Tepe ve Körtik Tepe gibi çok önemli Neolitik dönem yerleri, Karacadağ’ın eteklerinde yer almaktadır
.
NEOLİTİK DÖNEMİN ÖNEMİ:
Çeşitli bakış açılarına ve tanımlamayı yapan kişilerin uzmanlık alanı olan disiplinlere bakıldığında Neolitik Çağ’ın tanımlaması ve öneminin vurgulanması için dönemin farklı dinamikleri esas alınmakta ve bu dönemde ortaya çıkan gelişmeler anlamlandırılmaya çalışılmaktadır. Doğal olarak bunların hepsi bir bütünün parçaları olarak Neolitik’i şekillendiren hususlardır.
* Peki nedir bu çağa özgü olan ve onu önceki çağdan ayıran özellikler?
Neolitik Çağ, en basit ifadesi ile 2,6 milyon yıldır avcı-toplayıcı yaşam süren göçebe insanın, bu yaşam biçiminden vazgeçerek, önce yerleşik yaşama geçtiği ve devamında da yabani bitki ve hayvanları evcilleştirmek sureti ile besin üretimine başladığı süreçtir. 
* Bu dönüşüm o kadar çarpıcıdır ve gelecek dönemler için o kadar büyük ve etkileyici sonuçlar doğurmuştur ki, Gordon CHILDE bu dönemi “Neolitik Devrim” olarak tanımlamıştır.
Besin üretimine başlanması, ilk köylerin kurulmasına neden olmuştur. Köy yerleşimlerinin ortaya çıkması ile birlikte yeni sosyal yapılar oluşmuştur.
Neolitik Çağ → Kalkolitik Çağ → Tunç Çağı → Demir Çağı sürecinde önce köyler kurulmuş, köylerden kasabalara, kasabalardan büyük kentlere geçilmiş, kentlerin kurulması devletlerin ortaya çıkmasını sağlamış, devletler de imparatorlukları meydana getirmiş ve “uygarlık” dediğimiz durum ortaya çıkmıştır yani insanlığın sosyal gelişimi ileri aşamalara taşınmıştır. Bundan dolayı Neolitik dönem, uygarlığa giren yolun başlangıç aşaması sayılmaktadır.
Neolitik süreç boyunca (hatta Tunç Çağı’nın başlarında gerçekleşen kentleşmeye kadar) merkezi otoritenin kurumsallaşamamasının nedeni olarak da hane ve geniş aile bağları ile kontrol edilen sembolik ve ekonomik ilişkilerin bağımsızlıklarını çok uzun süre korumuş olması, öne sürülebilir.
* Neolitik dönem öncesinde ve hatta dönemin başlangıç aşamalarında yaşamsal etkinlikler topluluğun işbirliğine bağlı iken, giderek artan oranda bireyin yetenekleri ve çekirdek aile, hayatta kalma ve başarıyı belirlemede daha etkin bir rol oynamaya başlamıştır. Bu bağlamda ev, yaşamsal etkinliklerin odak noktası haline gelmiştir.

Şunu da belirtmek gerekir ki, insanlık tarihi sürecinde gerek göçebe yaşam tarzından yerleşik yaşam tarzına geçiş gerek yabani bitki ve hayvanlar yerine evcil olanların üretilmeye ve tüketilmeye başlanması gerekse taş aletler yerine madeni aletlerin kullanılmaya başlaması gibi radikal diyebileceğimiz değişiklikler, bir dönemden diğerine geçilirken bıçakla kesilir gibi bitmiş ve başlamış değillerdir. Tüm bunlar, kendi dinamiklerine bağlı bir şekilde ve yaşanmak zorunda kalınan aşamalardan geçerek son halini bulmuştur.
* Neolitik Çağ’da; besin üretimine geçilmesi, verimli besin kaynaklarının elde edilmesi, buna bağlı olarak yeni teknolojilerin ortaya çıkması ve bu yeniliklerin zaman içinde Avrupa’ya aktarılması söz konusu olmuştur.
Yakın Doğu ve Anadolu’da hayata geçirilen çekirdek veya temel yaşam biçimlerine bağlı endüstrilerin devamı niteliğinde olan Neolitik dönemi “Endüstri 1.0 Çağı” olarak adlandıranlar da bulunmaktadır.

Her ne kadar “endüstrileşme” için;
– Su ve buhar gücüyle çalışan mekanik üretim tesislerinin devreye girişi olarak tanımlanan Endüstri 1.0,
– İş bölümüne dayalı, elektrik enerjisi ile seri üretimin devreye girmesi olarak tanımlanan Endüstri 2.0,
– Elektronik ve bilgi teknolojilerinin devreye girişi olarak tanımlanan Endüstri 3.0 ve
– 21’inci yüzyılda makinelerin yükselişi olarak da ifade edebileceğimiz otonom makineler ve sanal ortamların yaygınlaşması şeklinde tanımlanan Endüstri 4.0
şeklinde bir sınıflandırma yapılmakta ise de endüstrileşmeyi sanayileşmeye değil de teknolojilerin gelişimine bağlı bir kavram olarak değerlendirirsek, Endüstri 1.0’ın başlangıç tarihini, insan yapımı ilk taş aletlerin ortaya çıktığı kabul edilen 2,6 milyon yıl öncesine götürmek de bana göre mantıksız olmayacaktır.

* Özetlemek gerekirse Neolitik dönem; mobil veya hareketli veya göçebe olarak tanımlanan avcı-toplayıcı toplulukların, yaklaşık 2,5 milyon yıldır sürdürdükleri yaşam tarzından vazgeçerek yerleşik bir yaşam düzenine geçtikleri, bunun devamında besin üretimini gerçekleştirdikleri ve de buna bağlı olarak insanın sosyal ve kültürel kodlarının değiştiği bir dönemdir. Ancak gerek bu geçişe neden olan faktörler gerekse de bunların sonuçları üzerindeki tartışmalar halen devam etmektedir ve de arkeolojide ortaya çıkan yeni yaklaşımlar nedeniyle bitecek gibi görünmemektedir.
Devam edeceğiz.
Esen kalın.