GÖBEKLİ TEPE’YE GİDEN YOL-3: NEANDERTALLER I

NEANDERTAL (HOMO NEANDERTHALENSIS)
Cebelitarık’ta bulunan Neandertal çocuk rekonstrüksiyonu

* Önceki bölümde evrim teorisi kapsamında insanın ortaya çıkış ve ilk insan türleri hakkında genel bir bilgi vermiştim hatırlarsanız.
* Şimdi de Göbekli Tepe’ye giden yolumuzu aydınlatacak başlıca üç insan türünden söz etme vakti geldi; neandertaller, denisovalılar ve sapiens.
Neandertaller hakkında son zamanlarda yapılan araştırmalar, daha önceki kabullerin hemen tamamına yakınını değiştirmiş durumdadır. Ayrıca elde mevcut bilgilere göre bizi homo sapiens ile birlikte Göbekli Tepe’ye götürecek ikinci önemli insan türüdür. Bu nedenle sizlere neandertaller hakkında detaylı bilgi vermeye çalışacağım. 
Bu üç türden en az bilgiye sahip olduğumuz ise denisovalılar. Dolayısı ile bu konuyu neandertallerden sonra ele almanın daha doğru olacağını düşünüyorum.
Homo sapiens ise başrol oyuncumuzdur; yani bizler. O nedenle bizi, türler konusunda en son işleyeceğim.
NEANDERTAL… MODERN BİLİM ONLARIN HİKAYESİNİ YENİDEN YAZDI:
* Son zamanda yapılan araştırmalar; neandertallerin gelişmemiş bir tür olduğu, ilkel yaşam sürdükleri, bilinç düzeylerinin ortaya çıktıkları zamandan beri hiç yükselmediği, diğer türlerle ve özellikle homo sapiens ile hiç melezleşmedikleri gibi kabullerin yanlış olduğunu ortaya koymuştur. 
Yapılan bu araştırma sonuçları bize neandertaller konusunda yeni ve ufuk açıcı bilgileri sağlamaktadır. Burada özet olarak aktarmaya çalışacağım söz konusu araştırma sonuçlarında yer alan bazı hususlardan önceki bölümde de söz ettiğim için size duplikasyon gibi gelebilir. Ancak anlatımın gidişatını bozmamak adına o hususları burada yinelemeyi uygun görüyorum, anlayışınıza sığınarak.
Ayrıca konu biraz uzun olduğu için ikiye bölmenin okuma kolaylığını sağlamak için daha doğru olacağını düşündüm. Yazı dizisinin dördüncü bölümünde bu konuyu tamamlayacağız.
Okumaya hazırsanız başlayalım 😊

Homo cinsi Afrika’da doğmuş, bu “kıtadan ayrılma becerisi” onun ilk tamamlayıcı özelliklerinden birisi olmuş, böylece “insan” olmanın önemli bir aşaması gerçekleşmiştir.
İnsansılar (hominidler)’dan ayrıldıktan sonraki ilk 5-6 milyon yıl boyunca atalarımız olan homo sapiens, Avrupa’ya girmemiş, insansı sülalemizden sadece üç ya da dört tür (ki bunlara homininiler diyoruz) orada yaşamıştır. Neandertaller, tespit edilmiş 20 civarı homo türü içinde Avrupa’da evrildiğinden emin olduğumuz tek türdür.
Afrika’dan ilk çıkan insanların yani erken homoninilerin torunlarının 100.000 yıl öncesine kadar Asya’nın sıcak kesimlerinde yaşamakta oldukları anlaşılmaktadır. Bu, bizim türümüzün Asya’daki varlığının yaklaşık 20 katı uzunluğundaki bir yerleşim süresidir.
Bazı araştırmacılar homo habilis (yetenekli insan) ile akraba olan daha erken bir türün Afrika’dan çıkan ilk insan olduğunu savunsa da genel kanı, homo erectus (dik yürüyen insan)’un dünyayı ilk fetheden atalarımız olduğu ve bunların en başarılı insan türü olduğudur. Bunun yanında homo sapiens ve homo neanderthalensis hariç, ayrı bir tür olduğu ciddi tartışmalara konu olmayan Asyalı tek hominid homo erectus’tur.
Homo erectus’un 1,76 milyon yıl önce ürettiği ilk el baltası Kenya’nın Turkana Gölü yakınlarında bulunmuştur. Bu ilk el baltasının icadından 1,5 milyon yıl sonrasına kadar taş teknolojisinde bir ilerleme olmamıştır.
Neandertaller keşfedilene kadar bilinen en yakın akrabalarımız maymunlardı. Bugünse aile ağacımızda yer alan ve maymunlardan ayrılışımızdan sonra yaşamış 20 tür incelenmiştir. Ancak 2003’de Endonezya’da keşfedilen homo floresiensis (hobitler) ve 2010 yılında tespit edilen Sibiryalı denisovalılar gibi keşiflerle bu sayının artması beklenmektedir.

Neandertaller kimdir? :
Günümüzde sorulan önemli bir soru da neandertaller’in bedensel yapıları ile sosyokültürel yaşamlarının bizlere (homo sapiens sapiens’e) ne kadar benzediği ya da benzemediğidir. Bu soyoluşlar ilişkiler konusundaki temek yaklaşımları üç grup halinde özetlemek mümkündür:
– Neandertaller’in anatomik yapıları çağdaş insanınkinden farklı olduğu gerekçesiyle bu türü genel insan evriminin bir tür yan dalı olarak görmek doru olur.
– Neandertaller insan evriminin bugünkü aşamasına hiç katkıda bulunmamış ve zaman içinde de soyları tükenerek yok olmuş bir türdür.
Neandertaller ile biz çağdaş insanlar arasında doğrudan ve öncül-ardıl türünden evrimsel bir bağ vardır ve insan evrim zinciri içinde neandertaller, homo sapiens sapiens’den bir önceki aşamayı temsil etmektedir.
* Yani neandertaller ya uzak soydaşımız, ya hiçbir şeyimiz ya da doğrudan atalarımızdır.
* 20.yüzyılın ortalarına kadar olan süre boyunca uzmanların genel görüşü, neandertaller’in zaman içinde soyları tükenmiş “ilkel” canlılar” kökleri kurumuş olan “yarı insanlar” olduğu merkezindeydi. Bu nedenle bırakın homo sapiens sapiens’in evrimsel oluşumuna biyolojik anlamda katkıda bulunmayı, neandertaller kültürel gelişimlere veya teknolojik nitelikteki basit başarılara dahi layık görülmüyordu.
Ancak son yıllarda, özellikle son 20 senedir, gerçeğin hiç de böyle olmadığı, üstelik tersinin geçerli olduğu, nenadertallerin bizlere anatomik yönden çok benzediği, ölülerini gömme, aciz/hasta/sakat insanlara bakma, toplu hareket etme, tinsel inançlara sahip olma ve bazı süs eşyalarını kullanma gibi homo sapiens sapiens’de saptanabilen ve kültürel anlamda çağdaş insana özgü olduğu savunulan pek çok insancıl tutum ve davranışın öncüleri oldukları görüşü ağır basmaktadır.Neandertal birey canlandırması
Keşfedildikleri yer olan Neander Vadisi (Yeni İnsan Vadisi)’nden yola çıkarak homo neanderthalensis adı verilen neandertal insanı, soy ağacında yer alan Avrupa kökenli tek türdür. Bugün bu türe ait bulgular Galler’den Sibirya’ya kadar uzanmaktadır. Beyinleri bizimki kadar büyük olduğu gibi onlar da ölülerini gömmüş, sakatların bakımlarını üstlenmiş, hayvanların en güçlü dönemlerinde avlanmış, bir tür sözlü dil kullanmış ve hatta geniş anlamda çağdaşları diyebileceğimiz modern insanların yaşadığı bazı yerlerde yaşamışlardır.
* Gündelik hayatları bizim tahmin ettiğimizden daha başarılı ve sosyal davranışlar bakımından da sandığımızdan daha karmaşıktılar. Biyolojik ve kültürel olarak da neredeyse bizim kadar gelişmişlerdi.
Avrupa yaklaşık 1 milyon yıl öncesinden beri insan türlerine ev sahipliği yaparken, ayırt edici neandertal özellikleri (İspanya ve Britanya’da yapılan kazılarda elde edilen bulgulara göre) ancak 500.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Tarihsel gelişim:
Son 1 milyon yıl içinde Avrupa’da buzullar en az 10 defa genişleme ve gerileme süreci yaşamıştır. Büyük buzul çağlarının arasında sıcak dönemlerde bile uzunlukları bir insan ömrüne eşit süreyi kapsayan kısa buzul çağları ve bunlara bağlı olarak da (birkaç on yıl içinde dahi farklılaşan) iklim değişiklikleri yaşanmıştır.
* Avrupa günümüzden 650.000 yıl önce başlayan ve yaklaşık 40.000 yıl süren bir buzul çağı yaşamıştır ve bu, Avrupa’da insanın var oluğunda beri yaşanan en soğuk ve en uzun buzul dönemini oluşturmuştur. Buzulların erimesinden sonra el baltası ve ağaç mızrak gibi aletler kullanan insanlar Avrupa’da ortaya çıkmış, büyük boyutlu hayvanları avlayarak yani et obur olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Günümüzden 600.000-250.000 yılları arasına tarihlenen ve Etiyopya, Zambiya ve Güney Afrika’da bulunan üç kafatasının incelenmesi sonucunda, bu kafataslarının 500.000 yıl önce kendini Avrupa’da ilk kez gösteren insan türüne uyduğu tespit edilmiştir.
Neandertallerin ortaya çıkmasını sağlayan bu türe ait ilk fosil kalıntı (çene kemiği) Almanya’nın Düseldorf kentine 300 km. uzakta bulunan Heilderberg yakınlarındaki bir mağarada bulunmuş, bu nedenle bu homo türüne de arkaik homo sapiens anlamına gelecek şekilde homo heidelbergensis adı verilmiştir. Homo heidelbergensis bilim insanları tarafından zeki, becerikli ve duygusal bir insan formu olarak tanımlanmıştır.
Homo heidelbergensis yaklaşık 600.000 yıl önce Afrika’dan çıkmış ve Avrupa’ya ulaşmıştır. Bu göçten sonraki yüz binlerce yıl boyunca bu türün birbirinden ayrılmış Avrupalı (neandertaller) ve Afrikalı (homo sapiens) torunları iki ayrı soy olarak evrilmişlerdir.
Bunu takiben günümüzden 427.000 ila 301.000 yılları arasında yaşanan buzullaşma dışında Avrupa, günümüze kadar çoğunlukla sıcak bir iklime sahip olmuştur. İklim yeniden bozularak yaşanan bir buzul çağına da ayak uydurarak hayatta kalmaya başlayan bu insan türü, 250.000 yıl önce ayırt edilebilir bir şekilde neandertallere dönüşen yeni bir insanlık formuna evrilmiştir.

Dolayısı ile homo neanderthalensis en yakın kuzenlerimiz ise, homo heidelbergensis de ortak büyükanne ve büyük babalarımız olmalıdır. Küresel anlamda bakıldığında homo heidelbergensis’in, homo erectus’u takiben Afrika’dan çıkan ikinci büyük göç dalgası insanları olarak kabul edebiliriz. Müteakiben üçüncü dalga olarak Afrika’dan homo sapiens’in çıkması sürecinde homo heidelbergensis’in neandertallere evrilmiş olması mümkündür. Ancak neandertalleri, ataları olan homo heidelbergensis’den ayıran en önemli özellik, ileri doğru planlama yeteneğidir.
Çoğu araştırmacının neandertallerin ortaya çıkış zamanı olarak üzerinde hemfikir olduğu yaklaşık 250.000 yıl öncesine gelindiğinde, alet teknolojisinde de bir değişiklik olmuş, büyük ve hantal el baltası yerine daha hafif, uzun ve keskin kenarlı, cep boyutundaki taş aletleri kullanmaya başlamışlardır. Bu yeni kesme aleti türü veya teknolojisi hakkındaki en büyük gizem; Avrupa’da ve Afrika’nın güneyinde farklı yönlere doğru evrimleşmekte olan iki nüfusta ve/fakat aynı anda nasıl ortaya çıkmış olduğudur.
Yani 250.000 yıl önce Avrupalı neandertaller özellikle kafatası şeklinden tanınan belirgin bir beden formu geliştirdiği sırada, Afrika’nın güneyinde rakip bir nüfus benzer bilişsel sıçramalar yapmaktadır. Bilim insanları bu durumu “paralel evrim” kavramı ile açıklamaktadırlar. İlerideki bölümlerin birinde bu konuya da değineceğim.
130.000 yıl öncesine gelindiğinde neandertaller Cebelitarık Boğazı’nın kuzeyindeki Gorham Mağarası gibi yerlere, homo sapiens ise boğazın hemen güneyinde Fas’taki Cueva Benzu gibi bölgelere yerleşmişlerdir ve bu iki farklı insan türü kaynaklar ve mıntıka için rekabet edecekleri Asya’ya doğru yayılmaya başlamışlardır.
Neandertal izlerinin bulunduğu bazı yerler ve yayılım alanları
Dünyanın ikliminin bugünkü kadar sıcak ve istikrarlı olduğu dönem 120-130.000 yıl önce başlamıştır. Bu dönemden önceki çok soğuk buzul döneminde Avrupa kökenli insan türleri zorluklar karşısında yaşam mücadelesi verirken Afrika ve daha sonra tropik Asya’da yaşayan atalarımızın rahatları yerindeydi. Hem homo neanderthalensis hem de homo sapiens Yakın Doğu’ya 120.000 yıldan daha kısa bir süre önce ulaştılar. Bu tarih öncesi dönemin en önemli olaylarından birisiydi çünkü iki ayrı insan türü aynı bölgede dolaşıyordu.
İsrail’in kuzeyindeki en az altı mağara ya da kaya barınağından 130.000 ila 60.000 yıl öncesine ait 45’den fazla neandertal bireyinin kalıntıları çıkarılmıştır.

Söz konusu sıcak dönem, neandertallerin ve homo sapiens’in aynı anda memleketlerini (yani Avrupa ve Afrikayı) terk ederek dışarı doğru yayılmaya başlamalarına neden olmuş, birbirlerinden farklı türlere evrilmelerine sebep olan “izolasyon dönemi” sona ermiştir. Bu iki insan soyu Asya’ya yayılırken bunlarda hangisinin nüfusunu arttırma konusunda daha avantajlı olduğu henüz belli değildir. Ancak kimin hayatta kalacağı bellidir.
(Sonraki bölümde, kaldığımız yerden devam edeceğiz.)